16 Ağustos 2021 Pazartesi

KIZIL

Kitap adı: Kızıl

Yazar adı: Stefan Zweig

Orijinal adı: Scharlach 

Özgün dili: Almanca

Anadilinde 1. Baskı: 1908 

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. Baskı, 2019,  

Çeviri: Regaip Minareci 

Sayfa Sayısı: 67 


"Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl'da öğrenim için Viyana'ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapayalnız bulan bu "çocuksu" genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır... 

1908 yılına ait bu anlatı, Zweig'ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar." (Arka Kapak Yazısı)

************

Başkahramanımız Bertold Berger, çekirdek ailesiyle yaşadığı küçük ve huzurlu dünyasından kopup Viyana'ya gelir, tıp fakültesinde okumak için. Gayet çalışkan ve kendi halinde olmasına karşın buradaki hayata ayak uydurması, tabiri caizse pişmesi zaman alacaktır. Lakin henüz farkında değildir, buraya ayak uydurmak değil, esas çözüm burada kendi yoluna yer açmaktır. Bu puslu şehir Berger'i özümsemelidir, Berger onu değil... 

Biliyor musun, bazen insanlardan uzak kalmak lazım. Şu an ben bunları yazarken ruh halim tam da böyle, Berger de ancak biraz kendi kabuğuna çekilince her şey yoluna giriyor. Aslında daha doğru anlatım, bir insan sayesinde demek sanırım fakat bu karşılaşmadan gereken yararı alabilmek için kendi kabuğuna çekilmesi gerekiyordu bence. 

************

22 Temmuz 2021 Perşembe

SUÇ VE CEZA

Kitap adı: Suç ve Ceza

Yazar adı: Fyodor Mihavloviç Dostoyevski

Orijinal adı: Преступление и наказание

Ülke: Rusya

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1866 

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 31. Baskı, 2019,   

Çeviri: Mazlum Beyhan 

Sayfa Sayısı: 687



Suç ve Ceza kitabını okuyan, okumayan herkes duymuştur ve öyle ya da böyle bir fikir sahibidir. O yüzden okumadan önce kafamda soru işaretleri vardı; elbette olumlu yargılarla yaklaştım fakat yalnızca kurguyu özümseyip geçecek miydim yoksa satır aralarını hap gibi yutacak mıydım? Bu düşünceler ilk sayfalardan itibaren kafamı kurcalarken, sayfalar ilerledikçe olayların içine çekilmeye ve Raskolnikov'un o rutubetli ve dağınık olan küçük odasının bir köşesinde insanları izlerken buldum kendimi. O halde bu eşsiz ve ünlü romanın psikolojik kurgu olduğuna kanaat getiren bir okur olmalıydım. Elbette, kısa bir internet araştırması ve basit bir analiz ile polisiye, felsefe, hatta biraz da tarihi roman özellikleri taşıdığını inkar edemem fakat benim için psikolojik yönü ağır bastığı için bu romanı hep, karakterlerin yaklaşımları üzerinden hatırlayacağımı öngörebiliyorum.. Demem o ki, romanı okurken, davranışlarının öncesi ve sonrasındaki duygu ve düşüncelerine dikkat etmenizi öneririm çünkü yazarın esas anlatmak istediklerinin oralarda saklandığına inanıyorum.    
 

15 Mayıs 2021 Cumartesi

KİLİLANA ŞARKISI

Kitap adı: Kililana Şarkısı 

Yazar adı: Benjamin Flao

Orijinal adı: 

Ülke: Fransa

Özgün dili: Fransızca

Anadilinde 1. Baskı: Aralık, 2013 

Okuduğum baskı: Dokuzuncu Sanat Yayınları, 1. Baskı, 2017, 

Çeviri: Orçun Türkay 

Sayfa Sayısı: 271 


"Medreseye gitmek yerine daha hızlı koşuyor.

Naim, 11 yaşında, ağabeyinin tüm baskısına rağmen sureleri değil Lamu’nun sokaklarını iyi biliyor.

Turistler, İslamcı teröristler, uyuşturucu kaçakçıları, sermayenin baronları, şamanlar ve halk hikâyeleri. Naim günlük ekmeğinin peşinde koşarken onun fark etmediği ama aslında yolunun üzerindeki büyük engeller. Herkesin yolundaki büyük engeller..." 

(Flao 2017: Arka Kapak Yazısı) 









                   
************
Naim aslında baştan beri yalnızca abisinden veya medreseden kaçmıyordu, hatta başlarda düşleri olduğu için koşan bir çocuk olarak hayal etmiştim Naim'i ki belki de başka okuyucular böyle hissediyor olabilirler hala fakat hikayenin sonunda anladım ki, özgürlüğünün elinden alınmasından kaçan bir çocuk koşuyor o sokaklarda. Eğer bir insanı tutsaklığa iterseniz ya da tercih hakkını elinden alırsanız, nereye gittiğini önemsemeden öylece düşer yollara.    

1 Nisan 2021 Perşembe

ANNEMİN SAKLI DEFTERİ

Kitap adı: Annemin Saklı Defteri 

Yazar adı: Büşra Küçük

Orijinal adı: Annemin Saklı Defteri

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: Kasım, 2019 

Okuduğum baskı: Pika Yayın, 1. Baskı, 2019 

Sayfa Sayısı: 257 



"Satürn, Güneş, Mars, Venüs… Anahtarlıklar, kolyeler, boş evler, tamamlanmamış besteler… Tek bir defter, çözülecek bir sürü gizem...

Roman Melnik annesinin ölümünün ardından, dayısıyla yaşamak üzere Rusya’dan Türkiye’ye gelir. Dayısının evinde onu bekleyen yeni bir hayatın yanı sıra annesinin gençlik yıllarından kalma bir defterdir. Hayallerle, kırgınlıklarla, küçük mutluluklarla dolu bir defter. Ve tabii bir sürü şifreyle ve gizemle de. 

Roman, geçmişi geride bırakmak için annesinin geride bıraktığı gizemi çözmek zorunda. Gittikçe daha fazla huzur bulduğu yeni evinde, yeni arkadaşlarla. Açelya’yla…(Arka Kapak Yazısı)


 ******

Çoğunlukla gençlere hitap eden bir roman ya da whattpad yazarı olan bilinen bir yazarın romanı diyelim, muhtemelen kitabevinde gezerken göz atmadan önünden geçerdim bu şartlar altındaki bir kitabı fakat iyi ki elim uzanmış o rafa. Hem kim bilir, belki de bazen kaliteli kitap algımızı sıfatlardan bağımsız yargılasak ya da o an sezgilerimiz hangi kitaba göz kırptıysa onunla yola devam etsek, hiç de fena olmaz. Bu girizgahın ardından, biraz da kitabı okurken veya bitirdiğimde beni mutlu eden yanlarından bahsedelim. Her şeyden önce, yalın ve akıcı bir üsluba sahip, elimdeki roman. Klasiklerden olmayan bir romandan tam da isteyeceğim üslup ki elimden bırakamadan bitirerek bir hafta sonumu keyifli hale getiren bir roman oldu kendisi. Ayrıca konusu biraz hüzün ve huzur karışımı bir dinginlik de verdi.      

31 Mart 2021 Çarşamba

HAYATA YÖN VEREN HİKAYELER

Kitap adı: Hayata Yön Veren Hikayeler 

Yazar adı: Kahraman Arslan

Orijinal adı: Hayata Yön Veren Hikayeler

Ülke: Türkiye             

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: 2012

Okuduğum baskı: Neden Kitap Yayıncılık, 2. Baskı, 2012


Daha önce okuduğum Hayat Değiştiren Bilgelik Öyküleri adlı kitap ile bu kitap birbirlerine paralel özellikler taşıyorlar, hatta içlerindeki bazı hikâyeler bile aynı. Sanırım bu kıssadan hisse hikâye olayını sevmeye başladım ve sana da tavsiye ederim, tabii eğer şu an bu yorumu okuyorsan. Kitabın içinde kısa kısa onlarca öykü var ve derlenen hikâyelerin hepsi de hayattaki bazı önemli detaylara değiniyor aslında, hikâyenin kurgusunun arka planında. İçlerinden dört tanesini seçip aşağıya bıraktım, sen de senin için en güzel olanı kitabı okuyunca seçebilirsin.    


28 Mart 2021 Pazar

YAŞLILIK ÜZERİNE

Kitap adı: Yaşlılık Üzerine 

Yazar adı: Cicero

Orijinal adı: Laelius, De Senectute

Ülke: Roma Cumhuriyeti

Özgün dili: Latince

Anadilinde 1. Baskı: MÖ 44

Okuduğum baskı: Alfa Yayınları, 1. Baskı, 2018, 

Çeviri: Çiğdem Dürüşken

Şöyle ki, derin bir yoksulluk içinde yaşayan insan bilge de olsa yaşlılık ona kolay gelemeyebilir, ama bir budalaysa, servet içinde yüzse bile yaşlılık onun için hâlâ yükten başka bir şey değildir.(Cicero 2018: 27)

 Cicero’nun çözümlemelerini tam anlamıyla aklımda bütünleştirdiğimi sanmıyorum ama yaşlılık hakkındaki tavsiyelerini kulağıma küpe yapacağım gibi görünüyor. Altını çizdiğim birkaç satırı da bırakıyorum buraya. Belki bir gün senin de işine yarar, eğer yaşlanacak kadar yaşarsak, kim bilir...       

27 Mart 2021 Cumartesi

DOSTLUK ÜZERİNE

Kitap adı: Dostluk Üzerine 

Yazar adı: Cicero

Orijinal adı: Laelius, De Amicitia

Ülke: Roma Cumhuriyeti

Özgün dili: Latince

Anadilinde 1. Baskı: MÖ 44

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2019, 

Çeviri: C. Cengiz Çevik       


Öncelikle sadece iyi insanlar arasında dostluk olabilir.” (Cicero 2019: 8)

Cicero’nun Dostluk Üzerine kitabı hepimizin bu hayatın önemsiz detaylarında boğulurken unuttuğu esas değerleri hatırlatan değerli bir esermiş, okuyunca anladım. Laelius’un iki damadına dostluk üzerine anlattıklarını içeriyor kitap son sayfasına kadar, başlarda damatlarının sorduğu sorularla da yön veriliyor konuya. Milattan önce Laelius’un ağzından çıkan sözler, 21. Yüzyıl için kaybetmek üzere olduğumuz su değerinde, toprak değerinde, doğa değerinde...      

21 Mart 2021 Pazar

BURUN

Kitap adı: Burun 

Yazar adı: Nikolay Vasilyeviç Gogol   

Orijinal adı: Hoc

Ülke: Rusya        

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1836 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 1. Baskı, 2017, Çeviri: Enver Günsel 

Sayfa Sayısı: 63


*********

Küçük insan, mühim adam... Gogol’un Palto’sundan çıkan bu tabirlere aşina olan bir okuyucu kuvvetle muhtemel bir sabah aniden burnu kaybolan bir adamın trajikomik hikâyesinin içindeki nüansları da yakalayacaktır. Uzun zaman oldu ben bu kitabı okuyalı, hayatımda gerçek versiyonlarını gördüm göreli ise çok vakit geçmedi. Hayır tabii ki, kimsenin bir sabah burnunun yerinde olmadığına şahit olmadım fakat o burun eğer bir metaforsa, ki öyle, o halde nice burunlar aniden yok oldu ve ne yazık ki bu öyküdeki gibi yerine konamadı tekrar... Okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim, komik bir şakayı andıran, bu eğlenceli olay örgüsünün satır aralarında ise aslında topum hiyerarşisine yönelik ağır hicivler içerdiğine inandığım kısa bir öyküdür kendileri ;) 

********* 

19 Mart 2021 Cuma

ALAMUT

Kitap adı: Fedailerin Kalesi Alamut 

Yazar adı: Vladimir Bartol

Orijinal adı: Alamut

Ülke: Slovenya              

Özgün dili: Slovence

Anadilinde 1. Baskı: 1998

Okuduğum baskı: Koridor Yayıncılık, 2017, Çeviri: Ender Nail 

Sayfa Sayısı: 510     


Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi.

Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir.

Hikaye 11. yüzyıl İran’ında, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesinde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür.

Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır.” (Bartol 2017: Arka Kapak Yazısı)

* * * * * * * * * * * * *

Alamut, şimdiye dek okuduklarım arasında bana en ilginç gelen kitap oldu. Tarihi bir roman olma özelliği taşımasının yanı sıra temeli bir kurgu ile döşenmiş ve yıllar önce İngiliz çevirmeninin de vurguladığı gibi Alamut tamamen edebi nitelikte bir eser. Olay örgüsü 11. Yüzyıldaki İran’ı tasvir etmekle birlikte romanın pek çok karakteri yazara ait kurgunun kahramanlarıdır, dolayısıyla yazarın ve önemli çevirmenlerin de arzu ettiği gibi Alamut, bir tarih kitabı olarak değil tarihten esinlenerek kaleme alınmış tamamen edebi nitelikteki bir roman olarak değerlendirilmelidir. Buna ben de fazlasıyla katılıyorum çünkü romanı gereken özeni vererek okuyan her okuyucu insanla alakalı derin içsel çatışmaları olay örgüsünün önüne alacaktır.    

14 Mart 2021 Pazar

ALICE HARİKALAR DİYARINDA

Kitap adı: Alice Harikalar Diyarında 

Yazar adı: Lewis Carroll

Orijinal adı: Alice’s Adventures in Wonderland

Ülke: Birleşik Krallık      

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 1865

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 7. Baskı, 2019, 

Çeviri: Sinan Ezber


Alice Harikalar Diyarında, yazıldığı tarihten bu yana geçen yüz elli yılı aşkın süre boyunca, edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğini hep korudu. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu kitap, hayal gücü zenginliğiyle küçük okurlara büyülü bir dünya sunarken, yetişkinler için bu büyüsünü içerdiği sembollerin anlam derinliğiyle gösterdi. Adının edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasına yol açan eserleri kadar, matematikçi ve mantıkçı kimliğiyle de tanınan Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında kurgusu, metne serpiştirilmiş bilmecelerle okuru da kitabın bir kahramanı kılar.

Alice Harikalar Diyarında hem çocuklar hem de macera dolu naif çocukluğunu özleyen ve yıllara meydan okuyan bir mantık labirentinde kendine sorular sormaktan çekinmeyecek okurlar için Modern Klasikler Dizisi’nde yerini alıyor.” (Carroll 2019: Arka Kapak Yazısı)

 ****

Hepimiz biliriz Alice Harikalar Diyarında’yı, defalarca da izlemişizdir ama meğer bu masalı okumak da gerekiyormuş çünkü Alice Harikalar Diyarı’nda yalnızca bir masal değil, absürt edebiyat denilen tarzda yazılarak birçok öğretiyi içinde barındıran, felsefe, edebiyat, matematik ve fizik içeren son derece dolu bir kitaptır ve hatta kitabın yazarı, bu kitabı yayınlamak için Lewiss Carroll takma ismini kullanan ve aynı zamanda gerçek ismi Charles Lutwidge Dodgson olan bir matematikçiymiş. 

13 Mart 2021 Cumartesi

LYON'DA DÜĞÜN

Kitap adı: Lyon’da Düğün

Yazar adı: Stefan Zweig

Orijinal adı: Die Hochzeit Von Lyon

Özgün dili: Almanca

Anadilinde 1. Baskı: -

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2018, 

Çeviri: Gülperi Sert 

Sayfa Sayısı: 50 

Lyon’da Düğün Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesidir. 1793’te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikâha sahne olur. İki Yalnız İnsan, acı çeken iki çaresiz insanı buluşturur. Birinin yüreğinden kopan çığlık diğerininkinde karşılık bulurken, farkında olmadan birbirlerinin yıllar süren yalnızlığına son verirler. Wondrak ise yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biridir. Bohemya’nın küçük bir kentinde çirkinliğiyle sürekli alaya maruz kalan bir kadın tecavüze uğradıktan sonra doğurduğu çocuk sayesinde yaşama tutunmuştur, ama patlak veren Birinci Dünya Savaşı yüzünden oğlunu askere alarak ondan koparmaları söz konusudur. Zweig bu öykülerde toplum dışına itilmiş karakterleri üzerinden insanlık durumunu analiz eder. Karakterlerinin başlarından geçenler “yazgı” değil, insanlığın iflasının sonucudur.” (Zweig 2018: Arka Kapak Yazısı) 

****

Stefan Zweig kitaplarını hep sevmişimdir, beni bambaşka boyutlara götürür. Bir cümle kurar Zweig, yalnızca olay örgüsünün devamlılığını sağlayacak kadar basit bir cümle gibi görünür ilk başta; halbuki iki dünya savaşı görmüş birinin savaşa karşı isyanı, sessiz çığlıkları, insanlığın çektiği acının ta kendisi vardır o cümlede. Bunu bazen iki genç arasındaki aşkla, bazen anne oğul bağlılığı ve fedakarlığıyla, bazen ise nihai kaderi toplum tarafından dışlanmak olan mahsun bireylerin birbirlerini bulup acılarını tanımasıyla ve birbirleirne iyi gelmesiyle süregelen hikâyelerle anlatır okuyucusuna. İşte bu kitap da onlardan biri. Kitabı okuyunca işte edebiyat böyle bir şey olmalı da dedim, kısa soluklu ve karmaşık olmayan hikâyelerine dolu dolu insanî duygular sığdırdığı için, gözlerimi boşluğa dikip bakmama da neden oldu her bir hikâye.    

 

7 Mart 2021 Pazar

SİNEKLERİN TANRISI

Kitap adı: Sineklerin Tanrısı 

Yazar adı: William Golding

Orijinal adı: Lord of The Files

Ülke: Birleşik Krallık      

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 1954

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 39. Baskı, 2019, 

Çeviri: Mina Urgan

 

Eğer bir yüz, üstten ya da alttan ışık aldığına göre değişiyorsa, neydi bir insan yüzü? Her şey neydi?” (Golding 2019: 91)

En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır.” (Golding 2019: 158)


Sineklerin Tanrısı’nı okumak bana çok şey kattı, en önemlisi de farkındalık. Bazen zaten iyi bildiğimiz bazı ayrıntıları gözümüzden kaçırırız ve sırf bu yüzden hayal kırıklığına uğrarız, halbuki biraz basit düşünecek olursak eğer, evrilmemiş halimizle hâlâ taslak canlılarız ve bu taslak çizim bitti gibi düşünsek de özümüzdeki vahşi doğaya dönünce üzerinin karalanması ve insanlık adını verdiğimiz kazanımlarımızı yitirmemiz hiç de zor değil ama yine de gücünü değil de aklını takip etmeyi başaran canlılar olursak kitaptaki Domuzcuk kadar aklı selim olabilir veya en azından ona kulak verebiliriz. Demek ki umut her zaman var, yeter ki koşmaktan vazgeçmeyelim ve hayattaki ateşimizi bir an bile söndürmeyelim, yoksa romandaki gibi birilerinin bizi kurtarması için illa yangın çıkması gerekebilir...    

5 Mart 2021 Cuma

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ

Kitap adı: Bir Delinin Hatıra Defteri

Yazar adı: Nikolay Vasilyeviç Gogol

Orijinal adı: Записки сумасшедшего

Ülke: Rusya             

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1842 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 1. Baskı, 2017, Çeviri: Derya Öztürk 

Sayfa Sayısı: 59 


“-ama sessizlik!”

************

“Kibirli ve zengin aristokratın yanında çalışan bir memur, müdürünün güzeller güzeli kızını görür ve aşık olur. Bunu öğrenen müdürü kendisini azarlayıp aşağılar. Sürekli ezilen ve hayata tutunmaya çalışan bu memur bir de sevdiği kızın evleneceğini öğrendiğinde zaten ruh hali yerinde olmayan adam kafayı iyice bozar ve hayatına farklı bir yön verir.

Bu trajikomik öykü toplumdaki insanlar arası makam ve mevkiden ötürü oluşan sınıf farkının insanların karakter ve davranışlarına nasıl sirayet ettiğini konu alan bir eser.” (Gogol 2017: Arka Kapak Yazısı)

************  

 

Bir Delinin Hatıra Defteri, deliliğin en anlamlı yorumu, en akıllı delirmesi olmalı şüphesiz. Aksenti İvanoviç’in günlüğü aslında okuduklarımız. O kadar mükemmel göndermeler var ki kitapta, ne kadar derin mesajları nasıl mükemmel bir dille vermiş yazar diye düşünüp durmadan edemedim. Zaten kısacık olan bu hikâyeyi herkes okumalı bence.    


3 Mart 2021 Çarşamba

HAYAT DEĞİŞTİREN BİLGELİK HİKAYELERİ

Kitap adı: Hayat Değiştiren Bilgelik Hikâyeleri 

Yazar adı: Cengiz Erşahin

Orijinal adı: Hayat Değiştiren Bilgelik Hikâyeleri

Ülke: Türkiye             

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: 2009 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 51. Baskı, 2012


Kıssadan hisse tadında birçok hikâyenin derlenmesiyle ortaya çıkmış güzel bir kitap, Hayat Değiştiren Bilgelik Öyküleri. Hikâyelerin aslı basit diyebiliriz, bu açıdan dinlendirici de bu kaynak fakat daha da önemlisi bu kitabı sırf rahatlamak için değil her öyküden ders çıkarmak için okumamız gerektiği olmalı. Çalışmanın, gayretin önemi, sevmenin değeri, gençliğin sahip olduğu kıymetli zaman ve yaşlılığın getirisi olan tecrübe mirası, en önemlisi de bu dünyada hem akıp giden ömrümüzü boşa harcamadan, yılmadan üretmek için mücadele etmemiz gerektiğini, bunu yaparken ise sevgiden, sevdiklerimizden vazgeçmenin pek de lüzumu olmadığını anlatan pek çok sayıda hikâye barındırıyor bu kitap. Önemli olan, okuduğumuz satırların ardındaki anlamı bulup çıkartmakta, balık suda yüzüyor diye bizim de boğulmamıza gerek yok, onun yerine biz de hayatta koşmalıyız demek ki desek kâfi...    

28 Şubat 2021 Pazar

USTALIK GEREKTİREN KAFAYA TAKMAMA SANATI

Kitap adı: Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı

Yazar adı: Mark Manson

Orijinal adı: The Subtle Art of Not Giving A Fuck 

Ülke: Amerika

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 2016 

Okuduğum baskı: Butik Yayıncılık, 1. Basım, 2018, Çeviri: Pınar Savaş 

Sayfa Sayısı: 200 


Ünlü bir blog yazarı olan Mark Manson’ın kişisel gelişim tadındaki Ustalık gerektiren Kafaya Takmama sanatı isimli bu kitabına karşı ilk zamanlar önyargılıydım fakat bir kitabın tüm hayatımızı değiştirmesini veya isminde bahsi geçen sanatı anında uygulamamızı sağlayan büyüleyici bir etkisi olmasını beklersek elbette hayal kırıklığına uğrarız. Onun yerine kitabın ele aldığı konularda göstereceğimiz çabaya destek olarak kitabı algılarsak bence işe yarar satırlar mevcut kitapta. Zira, kitabın içeriği hayatın getirdiği zorlukları küçümsemekten veya hiçbir şeyi kafaya takma demekten ziyade doğru seçimlere bizi itme eğiliminde. Romanlara aşık olan bir okur olarak bu tarz kitapları okuma geçmişim pek dolu değilse de bence çıkmaza girdiğimiz zamanlarda elimize aldığımızda içinden kapacağımız değerli tavsiyeler veya gerçek hayattan kısa hikâyeler barındıran önemli bir derleme, Mark Manson’ın kaleminden çıkanlar.     

SPOR KURALLARI

Kitap adı: Spor Kuralları 
Yazar adı: Settar Koçak, Selçuk Akpınar, Barış Sözeri, Ünal Karlı
Orijinal adı: Spor Kuralları 
Ülke: Türkiye Cumhuriyeti           
Özgün dili: Türkçe
Anadilinde 1. Baskı: -
Okuduğum baskı: ODTÜ Yayıncılık, 2006  

    Bu kez genelde okuduklarımdan farklı tarzda bir  kitapla geldim buralara.                                                                                                        Kendi okulumun üyelerinin yazdığı ve spor dallarından 19 tanesinin hem kısa birer tarihçesini hem de kurallarını sunarak, bu spor dalları hakkındaki bilgi eksiğimizi veya merakımızı büyük ölçüde kapatacak "Spor Kuralları" kitabının ODTÜ'nün kuruluşunun 50. yılı için hazırlandığını biliyor musun? 
"Bu kitapta günümüzde yaygın olarak yapılmakta olan 19 spor branşının Türkiye ve Dünyadaki kısa tarihçesi, temel kurallları, o branşa ait ilginç olaylar ve en önemli sporcuları, Türkiye ve Dünya rekorları kıyaslamaları ile birlikte okuyucuya sunulmuştur." (Spor Kuralları, Arka Kapak Yazısı)   
  

27 Şubat 2021 Cumartesi

KÜÇÜK PRENS

Kitap adı: Küçük Prens 

Yazar adı: Antoine de Saint-Exupery

Orijinal adı: Le Petit Prince

Ülke: Fransa      

Özgün dili: Fransızca

Anadilinde 1. Baskı: 1943

Okuduğum baskı: Can Sanat Yayınları (Can Çocuk), 1. Basım, 2017, 

Çeviri: Cemal Süreya ve Tomris Uyar    


İnsanın arkadaşını unutması ne acı. Kaldı ki arkadaşı olan kaç kişi var içimizde? Bir gün onu unutursam gözleri sayılardan başka şey görmeyen büyüklere dönerim.(Exupery 2017:31) 


Koyun çiçeği yedi mi, umarım yememiştir... 


Kitabın sonunda herkesin gülümseyerek bunun olmadığını dilediğini tahmin ediyorum ve belki de acı olan bir gerçek varsa o da bu kitaba büyüklerin çocuklardan daha çok ihtiyacı olduğu... Çocukların kitaptaki metaforların ardındaki esas anlamları keşfetme konusundaki yüzeyselliği değil bunu düşündüren, onların zaten gülleri var ve evcilleştirdikleri tilkileri. Ya bizler? Farkında mıyız, sahip olduğumuz o gülün gerçek hayatımızda neye veya kime denk geldiğinin? Ya da diğer tüm tilkilerden evcilleştirdiğimiz için farklı olan tilki hayatımızdaki hangi değer veya kimin yüreği? Bence Küçük Prens’i okumalıyız. Arayış içindeysek veya yolumuzu kaybettiysek, belki de doğru yolu bulduğumuza innaırken bastığımız çiçeği geri canlandırmak adına bunu yapmalıyız. Sanırım Küçük Prens’ın yazarı dünyanın en iyi kalpli pilotuydu, dünyadaki diğer pilotları tanıyor muyum peki? Hayır, tıpkı sahip olduğumuz gerçek arkadaşlarımız bizim için en iyi kıymetli insanlar iken dünyadaki diğer insanları tanımamamızın bir öneminin kalmaması gibi... 


26 Şubat 2021 Cuma

MUSTAFA KEMAL

Kitap adı: Mustafa Kemal

Yazar adı: Yılmaz Özdil

Orijinal adı: Mustafa Kemal

Ülke: Türkiye              

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: 2018

Okuduğum baskı: Kırmızı Kedi Yayınevi, 4. Baskı, 2018 

Sayfa Sayısı: 498 


Bu eserin yeri ayrı bende. Hakkında iyi ve kötü çok yorum yapılmış ve bazı tarihçiler içindeki bazı bilgilerin yanlış olduğunu öne sürmüşler, nitekim işin bu boyutunu gerçekten tarihçilere bırakıyorum. Ha bir de kitapta kaynak belirtilmemesi bence büyük eksiklik, bu kısmı da işin ehli insanların tartışmalarına bırakmak lâzımdır ama öyle detaylar var ki kitapta, kaynağa lüzum olmayan ve içimi geçirip “Atatürk’ü gören, onunla konuşan, duyan, yanında olan insanları çok kıskanıyorum” dedirtmeme neden olmuştur... Uzun lafın kısası, bu eserin yeri ayrı bende, hoş gerçi Atamızın hakkında yazılan saçma sapan şeyler dışında onu anlatan her yazı kıymetlidir. Sağolsun Yılmaz Özdil de yazmış ama yazarı pek bilmem, ben eserini yorumlarım. Gerçi kitap Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatmış, yoruma ne hacet? Atamızı anlatmış, şuraya herhangi bir etkileyici söz yazmam onun bizi ne kadar düşündüğünü, ülkesi için kendi hayatını ve sağlığını unuttuğunu, bize cumhuriyet ve özgürlük verdiğini, acılarını içine atıp cephe cephe gezdiğini, sırf başımız dik olsun diye ülkeyi kimsenin himayesine bırakmadığını bilmeyene kâr etmez. Padişahlık şansı varken cumhuriyeti ilân ettiğini bilmeyene hiç kâr etmez. Daha cephedeyken, daha ülkesi için savaştayken bile savaşı kazanıp cumhuriyeti kurduktan sonra ülkenin bilim, sanat, spor, ekonomi konusunda hızla gelişmesi ve kalkınması için çocukları okumaya yollamış, “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, ateş olarak geri dönün” diyen bir Ata’ya saygı duymayacak insana yazacak cümlem yok, kitap hakkında anlatacaklarım yalnızca benim gibi onu daha iyi tanımak için kitabı eline alanlar için bir fikir olsun.    

 

22 Şubat 2021 Pazartesi

PALTO

Kitap adı: Palto 

Yazar adı: Nikolay Vasilyeviç Gogol

Orijinal adı: Шинель

Ülke: Rusya             

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1842

Okuduğum baskı: Ayrıntı Yayıncılık, 9. Baskı, 2018, Çeviri: Aslı Takanay 

Sayfa Sayısı: 91  


Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.(Dostoyevski) 

Küçük insan” ve “mühim adam”ın öyküsü...


************

Gogol’un Palto’su edebiyat için mihenk taşı dedikleri nadide bir parçaymış, Dostoyevski’nin sözünden anlaşıldığı üzere. Bu kısa öyküyü bu kadar değerli kılan ise aslında olay örgüsü değil, başkahramanların toplumdaki statüsüyle anlatılmak istenen hiyerarşik düzenin sıradan insanı ne kadar yaraladığı ve yanlış giden bu koca düzen... Akakiy Akakiyeviç Başmaçkin devlet dairelerinin birinde çalışan sıradan bir memurdur, edebiyatın belirli bir dönemine kadar yok sayılan “küçük insan”dır. Bu küçük insanların mühim insanlardan daha karmaşık ve değerli yönleri vardır oysa ki. İşte Gogol da bu ve bunun gibi çözümlemelere ulaşmamızı beklemiş okurken, sadece paltosu çalınan bir adamın öyküsünü okuyup gülmemizi veya ağlamamızı değil. 

 

UÇURTMA AVCISI

Kitap adı: Uçurtma Avcısı 

Yazar adı: Khaled Hosseini

Orijinal adı: The Kite Runner 

Ülke: Amerika              

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 2003

Okuduğum baskı: Everest Yayıncılık, 63. Baskı, 2018, Çeviri: Püren Özgören



Senin için bin tane olsa yakalarım,

************

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkarının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.

Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakarlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...” (Hosseini 2018: Arka Kapak Yazısı)

************

 

Övgüler yağdırdığım pek çok kitapla rastlaştım, hele ki romanlar... Yine de eğer ömrüm boyunca en çok bağ kurduğum yalnızca beş kitabı seçmem istenseydi, şüphesiz içlerinde Uçurtma Avcısı olurdu...