Kitap adı: Dostluk Üzerine
Yazar adı: Cicero
Orijinal adı: Laelius, De Amicitia
Ülke: Roma Cumhuriyeti
Özgün dili: Latince
Anadilinde 1. Baskı: MÖ 44
Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2019,
Çeviri: C. Cengiz Çevik
“Öncelikle sadece iyi insanlar arasında dostluk olabilir.” (Cicero 2019: 8)
Cicero’nun Dostluk Üzerine kitabı hepimizin bu hayatın önemsiz detaylarında boğulurken unuttuğu esas değerleri hatırlatan değerli bir esermiş, okuyunca anladım. Laelius’un iki damadına dostluk üzerine anlattıklarını içeriyor kitap son sayfasına kadar, başlarda damatlarının sorduğu sorularla da yön veriliyor konuya. Milattan önce Laelius’un ağzından çıkan sözler, 21. Yüzyıl için kaybetmek üzere olduğumuz su değerinde, toprak değerinde, doğa değerinde...
“Zira böyle bir dostluk akrabalıktan üstündür, akrabalıktan kaynaklanan iyi niyet yitirilebilirse de, dostluktan kaynaklanan iyi niyet yitirilemez. İyi niyet ortadan kalkınca dostluk adı da yitirilir, ama akrabalık kalır.” (Cicero 2019: 8)
Dostluk denen kavramın bu dünyada, bilgelik hariç, insanoğluna verilen en kıymetli değer olduğunu savunan Laelius, dostluğun kurulabilmesi için başta erdemin olması gerektiğini üzerine basa basa vurguluyor. Sevgi var bir de, dostluk (amicitia) kelimesi latince de sevgiden (amor) türetilmiş mesela.
“...
insanlara bilgelik hariç, dostluktan daha iyi bir şey verildiğini sanmıyorum.” (Cicero 2019: 9)
“Erdemin
iyinin en üst mertebesi olduğunu düşünenler haklıdır, erdem dostluğu doğurur ve
korur, erdem olmadan dostluk kurulması imkânsızdır.” (Cicero 2019: 9)
Güzel anlarımızı anlatabileceğimiz bir dostumuz yoksa o güzel anların
hiçbir tadı kalmadığından bahsediyor Laelius ki bu da maddeler üzerine kurulu
bu dünyada kaybetmememiz gereken en önemli ayrıntı belki de. Bu konu beni çok etkilemişti okurken çünkü bu
kitabı okumadan bir süre önce hayatımda ilk kez uçağa binmiştim ve hiç
görmediğim bir yere kısa bir tatile gitmiştim fakat en yakın arkadaşımla aram
bozuktu dolayısıyla çok mutlu olmam gereken bu anları ona anlatamadığım için
anlamlar azalıyordu hayatımda... Sonradan Cicero’nun bu kitabı elime
geçtiğinde, yazarın ne demek istediğini anladım. Eğer bu satırları okuyorsan
lütfen sen de anla, çok geç olmadan...
“Dostluğun
ilk kuralı şu olsun: Dosttan onurlu şeyler isteyelim ve dostlar için onurlu
şeyler yapalım. Bizden yardım istenmesini beklemeyelim, yardımımız her zaman
hazır olsun, tereddüt bizden uzak olsun, cömertçe öğüt vermeyi göze alabilelim.
Dostlukta iyi öğüt veren dostların otoritesi sarsılmasın, dost otoritesini
sadece açık bir dille değil, aynı zamanda durum gerektirdiğinde sert bir
şekilde uyarmak için de kullansın ve bunu kullandığında ona boyun eğilsin.” (Cicero 2019: 18)
Dostluğun kuralları var, Laelius’un ağzından okuduğumuz. Örneğin
günümüzde artık insanların bitmek tükenmez egolarının engel olduğu dost
tavsiyesi... Birgün olur da yapayalnız kalırsa insanoğlu, o vakit idrak eder
önemini, dostunun tavsiyeleri ve eleştirilerinin... Geç olmadan kavrıyorsak
dostun dilinden dökülenlerin kıymetini, ne mutlu bizlere. Bunda bazen sekteye
uğruyorsak ki bence bu kuvvetle muhtemel başımıza gelebiliyor, Cicero milattan
önceden gönderdiği satırlarda özetlemiş bize yapmamız gerekenleri.
“Katı
erdemi ve âdeta demir gibi olmayı arzulayanların sözü dinlenmesin, birçok
durumda böyle olunsa bile, dostlukta yumuşak ve kırılgan olunur, öyle ki iyi
günlerde dostluk daha da genişler, kötü günlerde ise daha da güçlenir. Bu
yüzden dost için sıkça hissedilen sıkıntı dostluğu yaşamdan söküp atmayı
gerektirecek kadar büyük değildir, keza kaygılara ve dertlere neden oluyorlar
diye, erdemlerden de vazgeçilmez.” (Cicero 2019:
20)
Kitaba dair değinmek istediğim bir diğer öğüt ise şu çıkarcılık
meselesi: Gerçek dostun ettiği yardımı kabul etmek ile sırf fayda sağlamak için
kurulan dostluk arasında aslında çok basit bir ayrım var. İlki gerçek, ikincisi
yalan.
“...dostluk faydanın
değil, fayda dostluğun peşinden gelir.”
(Cicero 2019: 21)
Öte yandan dostumuz için erdem ve de değer yargılarımızın sınırlarını zorlamayacak derecede tolerans gösterebileceğimizi de eklemiş. Bunlar kulağımıza küpe olmalı fakat en önemlisi de dostluktaki zorlukların dostluğu bitirmemesi gerektiğini anlattığı satırlar bence. Dostlar arasında sorun olması, dostluğu bozmamalı, bilakis güçlendirmeli. Günümüzün iki günlük dostluklarına verilebilecek en net cevap belki de.
“Dostluğa
şu sınırların çizilmesi gerektiğini düşünüyorum: Dostların karakterleri düzgün
olsun, öyle ki aralarında her konuda, düşüncelerinde, isteklerinde istisnasız
bir ortaklık olsun. Talihten ötürü olur da dostların yaşamını ve şöhretini
etkileyen bazı olaylarda, pek doğru olmayan isteklerine yardımcı olmak
gerekirse, doğru yoldan büyük bir rezalete yol açmayacak şekilde sapılabilir.
Sonuçta dostluğa bir dereceye kadar böyle bir hak tanınabilir.” (Cicero 2019: 24)
Ve benim için en önemli satırlar:
“...kişi ne dostuna suçlama
yapılmasından hoşlanır ne de suçlamalara inanır, tüm bu hususlar bu noktaya
kadar ele aldığım sarsılmazlıkla ilgilidir. Böylece baştan beri söylediğim şu ilke
doğrulanmış oluyor: Sadece iyi insanlar arasında dostluk olabilir.” (Cicero 2019: 26)
Eğer karşınızdaki kişi sizin gerçek dostunuzsa sizi ona kötülemeye
çalışanlara şans tanımayacaktır. Zira tanıyorsa, dostluğunuzu sorgulamanızda
fayda var... emin olun, bunun örnekleri hepimizin hayatının bir döneminde
karşısında çıkıyor. Eğer size, onun mantıklı açıklamaları karşısında senin bir
sözün yeter diyebiliyorsa, ki siz de aynısını ona söylebiliyorsanız, o dostluğu
elinizde sıkı sıkı tutun...
Birlikte tuz yediğiniz (zorluklar yaşadığınız) ve hâlâ kaybetmediğniz,
eksilmediğiniz dostluklarla yaş almanız ve bu kitabı edinip okumanız
dileklerimle...
“Dostluk
görevinin yerine getirilebilmesi için birlikte birçok kez tuz yemek gerekir.” (Cicero 2019: 27)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder