15 Mayıs 2021 Cumartesi

KİLİLANA ŞARKISI

Kitap adı: Kililana Şarkısı 

Yazar adı: Benjamin Flao

Orijinal adı: 

Ülke: Fransa

Özgün dili: Fransızca

Anadilinde 1. Baskı: Aralık, 2013 

Okuduğum baskı: Dokuzuncu Sanat Yayınları, 1. Baskı, 2017, 

Çeviri: Orçun Türkay 

Sayfa Sayısı: 271 


"Medreseye gitmek yerine daha hızlı koşuyor.

Naim, 11 yaşında, ağabeyinin tüm baskısına rağmen sureleri değil Lamu’nun sokaklarını iyi biliyor.

Turistler, İslamcı teröristler, uyuşturucu kaçakçıları, sermayenin baronları, şamanlar ve halk hikâyeleri. Naim günlük ekmeğinin peşinde koşarken onun fark etmediği ama aslında yolunun üzerindeki büyük engeller. Herkesin yolundaki büyük engeller..." 

(Flao 2017: Arka Kapak Yazısı) 









                   
************
Naim aslında baştan beri yalnızca abisinden veya medreseden kaçmıyordu, hatta başlarda düşleri olduğu için koşan bir çocuk olarak hayal etmiştim Naim'i ki belki de başka okuyucular böyle hissediyor olabilirler hala fakat hikayenin sonunda anladım ki, özgürlüğünün elinden alınmasından kaçan bir çocuk koşuyor o sokaklarda. Eğer bir insanı tutsaklığa iterseniz ya da tercih hakkını elinden alırsanız, nereye gittiğini önemsemeden öylece düşer yollara.    

Bahsettiğim, Naim'in abisinin hayata karşı görüşü hususunda yönlendirmesi veya yaşadığı bölgenin umarsızlığı değil tabii ki, kaldı ki bence bunu bir metafor olarak almak lazım bence, en azından ben öyle yaptım. Demek istediğim, konu Naim'in olaylar karşısındaki tercihleri veya ardına bakmadan sürekli kaçtığı olgular veya ailesi değil, zaten hangisi doğru yol, onu da bilmiyoruz. 

Kimsenin yolu doğru veya yanlış değil ki zaten, öylece yaşıyoruz zaman zaman, çevresel etkenlerle iç dünyamızı katık edip pay ediyoruz hayata tercihlerimizi. Aslolan, kendi yolumuzda olup olmadığımız, çizgi romandaki baş kahraman çocuk Naim'in kendi yolunu seçemeyişi üzerine kaçışları, hayatı iyi veya kötü başka rotalara saptırma çabası. Bu kaçışlar sırasında başından geçen maceralar da kitaptaki sayfalarda.

************

  Yazarımız Eritre ile Kenya'nın kuzeydoğusu arasında çeşitli seyahatler yapmış ve bu seyahatlerde tanık olduklarından esinlenerek kurmaca bir öykü ortaya çıkarmış, çizer yeteneği ise öyküden daha baskın bence çünkü anlattığı maceralardaki anlam ve duyguyu okuyucuya aktarma konusunda çizgileri muazzam rol oynamış. Tabii bu göreceli bir mevzu fakat çevirmenin etkisi su götürmez bir gerçek çünkü çeviriden ziyade kültürden kültüre uyarlama yapmış adeta çevirmen.                                                                             
************

Çizgi romandaki hikayenin geçtiği mekan olan Kililana, Kenya'nın içinde bir yer. İnsanların yoksulluk çektiğini gösteriyor, hikayedeki gidişat. Naim de baş kahramanımız. Kendisi daha 11 yaşında olan, haylaz ve öksüz bir çocuk. Teyzesiyle yaşıyor ve abisinin sürekli medreseye gitsin diye baskı yapmasından ötürü abisinden, medreseden, her yerden kaçıyor sürekli. Aslında yalnız haylaz değil, tahmin edileceği üzere aynı zamanda zeki ve becerikli bir çocuk, Naim. Tek tük işlerle günlük harçlığını da çıkarmaya çalışırken başı belaya giriyor ve maceradan maceraya koşuyor Naim, sayfalarca. Turistlerden para kazanmak için atladığı tekneyle başlayan bu macera, uyuşturucu satıcıları ile karşılaşmasına bile yol açıyor. Başını belaya soktuğu bütün bu olaylara Naim'in penceresinden bakıyoruz. Bu da küçük bir çocuğun gözünden Kenya'daki hayattan bir kesit sunuyor bize. Yan karakterler de çeşit çeşit hayatlar yaşıyorlar. Naim'in arkadaşından abisine, hayat kadınlarından belalı adamlara kadar birçok karakter olduğu için sayfalar ilerledikçe daha ilgi çekici geldi kitap bana. Belki de en çok da bizden uzak hayatlar eğlenceli görünür gözümüze. Mesela yan karakterlerin her birinin merak uyandıran hikayeleri var, bunlar tabii ki Naim kadar çok anlatılmıyor fakat Naim'in geçip gittiği mekanın içindeki bir masada konuşulanlardan bir kesit sunulması bile hayal gücünün kapılarını açmaya yetiyor bence. 

Mit haline gelmiş geçmiş olayları anlatan yaşlı balıkçı, kardeşine sürekli medrese baskısı yaparken sayfalar ilerdikçe aklını bunun yerine aşkın aldığı abi, cep telefonuyla ilk kez tanışan teyze, sanayi kompleksi ile liman kentini her yönden mahvetmek isteyen iş adamları, Naim'in maceralarına tanıklık ve hatta bazı kesitlerinde yoldaşlık eden akranları, cihatçılar, parasına göre adam seçen kadınlar, kendi halinde ve teknesiyle turizmden gelir sağlarken Naim'in maceraları neticesinde teknesini aramaya koyulan kaptanlar, bütün bunların arasında koşarak geçip giden Naim'in başından geçenler ve Kenya'nın o bölgesindeki türlü türlü hayatlar...

Öykünün can alıcı bir noktası daha var ki bu bence bizden, medyada görünen haberlerden, yaşadıklarımızdan veya yaşayamadıklarımızdan hiç de uzak değil. İnşaat ve petrol şirketleri var, Naim'in koştuğu maceraların içine sızan, hem de halkın balıkçılık gelirini elinden almak pahasına girişimlerde bulunarak hem yerli halka hem de doğaya ciddi hasarlar verme pahasına. Nitekim, öykünün sonlarında okuyacağın gibi büyük bir patlama ile kurulması planlanan sanayi kompleksi yerle bir oluyor ve bölgedeki sanayi etkinliğinin durdurulması kararının çıkması ile neyse ki o güzel liman kentine zarar veremiyorlar. Sanırım bu da mutlu son oluyor:) 

Farkındalığı yüksek, cesur, haylaz ve zeki Naim'in ise kurgunun bitiminden sonraki hayatı bilinmiyor, Naim karakteri için yazarın esinlendiği gerçek hayattaki çocuğun şu an nerede nasıl yaşadığı ise daha büyük bir merak uyandırsa da sende de hafif bir merak uyandırmayı başarabildiysem çizgi romanı okumanı önererek ben burada noktalıyorum Kililana'nın Şarkısı'na dair anlatacaklarımı...

************

                  
                   ************
Bizim veya bizden önceki neslin çocukluğunun çizgi roman tadını şimdilerde çıkarılan çizgi romanlarda bulamayanlar için önermek isterim bu kitabı. 

Son olarak, bir gün bu yazıyı okurlar mı bilmiyorum ama bu kitabı yalnızca bana hediye etmekle kalmayıp, görece günümüzün çizgi roman dünyasıyla tanışmamı sağlayan Nihan ve Emir de umarım bu hayatta hep koşarlar fakat Naim gibi hep birilerinden, bir şeylerden kaçmak için değil, kendi hayallerinin peşinden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder