31 Mart 2021 Çarşamba

HAYATA YÖN VEREN HİKAYELER

Kitap adı: Hayata Yön Veren Hikayeler 

Yazar adı: Kahraman Arslan

Orijinal adı: Hayata Yön Veren Hikayeler

Ülke: Türkiye             

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: 2012

Okuduğum baskı: Neden Kitap Yayıncılık, 2. Baskı, 2012


Daha önce okuduğum Hayat Değiştiren Bilgelik Öyküleri adlı kitap ile bu kitap birbirlerine paralel özellikler taşıyorlar, hatta içlerindeki bazı hikâyeler bile aynı. Sanırım bu kıssadan hisse hikâye olayını sevmeye başladım ve sana da tavsiye ederim, tabii eğer şu an bu yorumu okuyorsan. Kitabın içinde kısa kısa onlarca öykü var ve derlenen hikâyelerin hepsi de hayattaki bazı önemli detaylara değiniyor aslında, hikâyenin kurgusunun arka planında. İçlerinden dört tanesini seçip aşağıya bıraktım, sen de senin için en güzel olanı kitabı okuyunca seçebilirsin.    


28 Mart 2021 Pazar

YAŞLILIK ÜZERİNE

Kitap adı: Yaşlılık Üzerine 

Yazar adı: Cicero

Orijinal adı: Laelius, De Senectute

Ülke: Roma Cumhuriyeti

Özgün dili: Latince

Anadilinde 1. Baskı: MÖ 44

Okuduğum baskı: Alfa Yayınları, 1. Baskı, 2018, 

Çeviri: Çiğdem Dürüşken

Şöyle ki, derin bir yoksulluk içinde yaşayan insan bilge de olsa yaşlılık ona kolay gelemeyebilir, ama bir budalaysa, servet içinde yüzse bile yaşlılık onun için hâlâ yükten başka bir şey değildir.(Cicero 2018: 27)

 Cicero’nun çözümlemelerini tam anlamıyla aklımda bütünleştirdiğimi sanmıyorum ama yaşlılık hakkındaki tavsiyelerini kulağıma küpe yapacağım gibi görünüyor. Altını çizdiğim birkaç satırı da bırakıyorum buraya. Belki bir gün senin de işine yarar, eğer yaşlanacak kadar yaşarsak, kim bilir...       

27 Mart 2021 Cumartesi

DOSTLUK ÜZERİNE

Kitap adı: Dostluk Üzerine 

Yazar adı: Cicero

Orijinal adı: Laelius, De Amicitia

Ülke: Roma Cumhuriyeti

Özgün dili: Latince

Anadilinde 1. Baskı: MÖ 44

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2019, 

Çeviri: C. Cengiz Çevik       


Öncelikle sadece iyi insanlar arasında dostluk olabilir.” (Cicero 2019: 8)

Cicero’nun Dostluk Üzerine kitabı hepimizin bu hayatın önemsiz detaylarında boğulurken unuttuğu esas değerleri hatırlatan değerli bir esermiş, okuyunca anladım. Laelius’un iki damadına dostluk üzerine anlattıklarını içeriyor kitap son sayfasına kadar, başlarda damatlarının sorduğu sorularla da yön veriliyor konuya. Milattan önce Laelius’un ağzından çıkan sözler, 21. Yüzyıl için kaybetmek üzere olduğumuz su değerinde, toprak değerinde, doğa değerinde...      

21 Mart 2021 Pazar

BURUN

Kitap adı: Burun 

Yazar adı: Nikolay Vasilyeviç Gogol   

Orijinal adı: Hoc

Ülke: Rusya        

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1836 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 1. Baskı, 2017, Çeviri: Enver Günsel 

Sayfa Sayısı: 63


*********

Küçük insan, mühim adam... Gogol’un Palto’sundan çıkan bu tabirlere aşina olan bir okuyucu kuvvetle muhtemel bir sabah aniden burnu kaybolan bir adamın trajikomik hikâyesinin içindeki nüansları da yakalayacaktır. Uzun zaman oldu ben bu kitabı okuyalı, hayatımda gerçek versiyonlarını gördüm göreli ise çok vakit geçmedi. Hayır tabii ki, kimsenin bir sabah burnunun yerinde olmadığına şahit olmadım fakat o burun eğer bir metaforsa, ki öyle, o halde nice burunlar aniden yok oldu ve ne yazık ki bu öyküdeki gibi yerine konamadı tekrar... Okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim, komik bir şakayı andıran, bu eğlenceli olay örgüsünün satır aralarında ise aslında topum hiyerarşisine yönelik ağır hicivler içerdiğine inandığım kısa bir öyküdür kendileri ;) 

********* 

19 Mart 2021 Cuma

ALAMUT

Kitap adı: Fedailerin Kalesi Alamut 

Yazar adı: Vladimir Bartol

Orijinal adı: Alamut

Ülke: Slovenya              

Özgün dili: Slovence

Anadilinde 1. Baskı: 1998

Okuduğum baskı: Koridor Yayıncılık, 2017, Çeviri: Ender Nail 

Sayfa Sayısı: 510     


Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi.

Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir.

Hikaye 11. yüzyıl İran’ında, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesinde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür.

Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır.” (Bartol 2017: Arka Kapak Yazısı)

* * * * * * * * * * * * *

Alamut, şimdiye dek okuduklarım arasında bana en ilginç gelen kitap oldu. Tarihi bir roman olma özelliği taşımasının yanı sıra temeli bir kurgu ile döşenmiş ve yıllar önce İngiliz çevirmeninin de vurguladığı gibi Alamut tamamen edebi nitelikte bir eser. Olay örgüsü 11. Yüzyıldaki İran’ı tasvir etmekle birlikte romanın pek çok karakteri yazara ait kurgunun kahramanlarıdır, dolayısıyla yazarın ve önemli çevirmenlerin de arzu ettiği gibi Alamut, bir tarih kitabı olarak değil tarihten esinlenerek kaleme alınmış tamamen edebi nitelikteki bir roman olarak değerlendirilmelidir. Buna ben de fazlasıyla katılıyorum çünkü romanı gereken özeni vererek okuyan her okuyucu insanla alakalı derin içsel çatışmaları olay örgüsünün önüne alacaktır.    

14 Mart 2021 Pazar

ALICE HARİKALAR DİYARINDA

Kitap adı: Alice Harikalar Diyarında 

Yazar adı: Lewis Carroll

Orijinal adı: Alice’s Adventures in Wonderland

Ülke: Birleşik Krallık      

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 1865

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 7. Baskı, 2019, 

Çeviri: Sinan Ezber


Alice Harikalar Diyarında, yazıldığı tarihten bu yana geçen yüz elli yılı aşkın süre boyunca, edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğini hep korudu. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu kitap, hayal gücü zenginliğiyle küçük okurlara büyülü bir dünya sunarken, yetişkinler için bu büyüsünü içerdiği sembollerin anlam derinliğiyle gösterdi. Adının edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasına yol açan eserleri kadar, matematikçi ve mantıkçı kimliğiyle de tanınan Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında kurgusu, metne serpiştirilmiş bilmecelerle okuru da kitabın bir kahramanı kılar.

Alice Harikalar Diyarında hem çocuklar hem de macera dolu naif çocukluğunu özleyen ve yıllara meydan okuyan bir mantık labirentinde kendine sorular sormaktan çekinmeyecek okurlar için Modern Klasikler Dizisi’nde yerini alıyor.” (Carroll 2019: Arka Kapak Yazısı)

 ****

Hepimiz biliriz Alice Harikalar Diyarında’yı, defalarca da izlemişizdir ama meğer bu masalı okumak da gerekiyormuş çünkü Alice Harikalar Diyarı’nda yalnızca bir masal değil, absürt edebiyat denilen tarzda yazılarak birçok öğretiyi içinde barındıran, felsefe, edebiyat, matematik ve fizik içeren son derece dolu bir kitaptır ve hatta kitabın yazarı, bu kitabı yayınlamak için Lewiss Carroll takma ismini kullanan ve aynı zamanda gerçek ismi Charles Lutwidge Dodgson olan bir matematikçiymiş. 

13 Mart 2021 Cumartesi

LYON'DA DÜĞÜN

Kitap adı: Lyon’da Düğün

Yazar adı: Stefan Zweig

Orijinal adı: Die Hochzeit Von Lyon

Özgün dili: Almanca

Anadilinde 1. Baskı: -

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, 2018, 

Çeviri: Gülperi Sert 

Sayfa Sayısı: 50 

Lyon’da Düğün Fransız Devrimi sırasında yaşanan kargaşa ve zulüm günlerinde ölüme yaklaşan insanlara umut veren bir aşkın hikâyesidir. 1793’te kentte kurşuna dizilmeyi bekleyen karşı devrimcilerin toplandığı hapishane tuhaf bir nikâha sahne olur. İki Yalnız İnsan, acı çeken iki çaresiz insanı buluşturur. Birinin yüreğinden kopan çığlık diğerininkinde karşılık bulurken, farkında olmadan birbirlerinin yıllar süren yalnızlığına son verirler. Wondrak ise yazarın savaş karşıtı yapıtlarından biridir. Bohemya’nın küçük bir kentinde çirkinliğiyle sürekli alaya maruz kalan bir kadın tecavüze uğradıktan sonra doğurduğu çocuk sayesinde yaşama tutunmuştur, ama patlak veren Birinci Dünya Savaşı yüzünden oğlunu askere alarak ondan koparmaları söz konusudur. Zweig bu öykülerde toplum dışına itilmiş karakterleri üzerinden insanlık durumunu analiz eder. Karakterlerinin başlarından geçenler “yazgı” değil, insanlığın iflasının sonucudur.” (Zweig 2018: Arka Kapak Yazısı) 

****

Stefan Zweig kitaplarını hep sevmişimdir, beni bambaşka boyutlara götürür. Bir cümle kurar Zweig, yalnızca olay örgüsünün devamlılığını sağlayacak kadar basit bir cümle gibi görünür ilk başta; halbuki iki dünya savaşı görmüş birinin savaşa karşı isyanı, sessiz çığlıkları, insanlığın çektiği acının ta kendisi vardır o cümlede. Bunu bazen iki genç arasındaki aşkla, bazen anne oğul bağlılığı ve fedakarlığıyla, bazen ise nihai kaderi toplum tarafından dışlanmak olan mahsun bireylerin birbirlerini bulup acılarını tanımasıyla ve birbirleirne iyi gelmesiyle süregelen hikâyelerle anlatır okuyucusuna. İşte bu kitap da onlardan biri. Kitabı okuyunca işte edebiyat böyle bir şey olmalı da dedim, kısa soluklu ve karmaşık olmayan hikâyelerine dolu dolu insanî duygular sığdırdığı için, gözlerimi boşluğa dikip bakmama da neden oldu her bir hikâye.    

 

7 Mart 2021 Pazar

SİNEKLERİN TANRISI

Kitap adı: Sineklerin Tanrısı 

Yazar adı: William Golding

Orijinal adı: Lord of The Files

Ülke: Birleşik Krallık      

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 1954

Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 39. Baskı, 2019, 

Çeviri: Mina Urgan

 

Eğer bir yüz, üstten ya da alttan ışık aldığına göre değişiyorsa, neydi bir insan yüzü? Her şey neydi?” (Golding 2019: 91)

En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır.” (Golding 2019: 158)


Sineklerin Tanrısı’nı okumak bana çok şey kattı, en önemlisi de farkındalık. Bazen zaten iyi bildiğimiz bazı ayrıntıları gözümüzden kaçırırız ve sırf bu yüzden hayal kırıklığına uğrarız, halbuki biraz basit düşünecek olursak eğer, evrilmemiş halimizle hâlâ taslak canlılarız ve bu taslak çizim bitti gibi düşünsek de özümüzdeki vahşi doğaya dönünce üzerinin karalanması ve insanlık adını verdiğimiz kazanımlarımızı yitirmemiz hiç de zor değil ama yine de gücünü değil de aklını takip etmeyi başaran canlılar olursak kitaptaki Domuzcuk kadar aklı selim olabilir veya en azından ona kulak verebiliriz. Demek ki umut her zaman var, yeter ki koşmaktan vazgeçmeyelim ve hayattaki ateşimizi bir an bile söndürmeyelim, yoksa romandaki gibi birilerinin bizi kurtarması için illa yangın çıkması gerekebilir...    

5 Mart 2021 Cuma

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ

Kitap adı: Bir Delinin Hatıra Defteri

Yazar adı: Nikolay Vasilyeviç Gogol

Orijinal adı: Записки сумасшедшего

Ülke: Rusya             

Özgün dili: Rusça

Anadilinde 1. Baskı: 1842 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 1. Baskı, 2017, Çeviri: Derya Öztürk 

Sayfa Sayısı: 59 


“-ama sessizlik!”

************

“Kibirli ve zengin aristokratın yanında çalışan bir memur, müdürünün güzeller güzeli kızını görür ve aşık olur. Bunu öğrenen müdürü kendisini azarlayıp aşağılar. Sürekli ezilen ve hayata tutunmaya çalışan bu memur bir de sevdiği kızın evleneceğini öğrendiğinde zaten ruh hali yerinde olmayan adam kafayı iyice bozar ve hayatına farklı bir yön verir.

Bu trajikomik öykü toplumdaki insanlar arası makam ve mevkiden ötürü oluşan sınıf farkının insanların karakter ve davranışlarına nasıl sirayet ettiğini konu alan bir eser.” (Gogol 2017: Arka Kapak Yazısı)

************  

 

Bir Delinin Hatıra Defteri, deliliğin en anlamlı yorumu, en akıllı delirmesi olmalı şüphesiz. Aksenti İvanoviç’in günlüğü aslında okuduklarımız. O kadar mükemmel göndermeler var ki kitapta, ne kadar derin mesajları nasıl mükemmel bir dille vermiş yazar diye düşünüp durmadan edemedim. Zaten kısacık olan bu hikâyeyi herkes okumalı bence.    


3 Mart 2021 Çarşamba

HAYAT DEĞİŞTİREN BİLGELİK HİKAYELERİ

Kitap adı: Hayat Değiştiren Bilgelik Hikâyeleri 

Yazar adı: Cengiz Erşahin

Orijinal adı: Hayat Değiştiren Bilgelik Hikâyeleri

Ülke: Türkiye             

Özgün dili: Türkçe

Anadilinde 1. Baskı: 2009 

Okuduğum baskı: Tutku Yayınevi, 51. Baskı, 2012


Kıssadan hisse tadında birçok hikâyenin derlenmesiyle ortaya çıkmış güzel bir kitap, Hayat Değiştiren Bilgelik Öyküleri. Hikâyelerin aslı basit diyebiliriz, bu açıdan dinlendirici de bu kaynak fakat daha da önemlisi bu kitabı sırf rahatlamak için değil her öyküden ders çıkarmak için okumamız gerektiği olmalı. Çalışmanın, gayretin önemi, sevmenin değeri, gençliğin sahip olduğu kıymetli zaman ve yaşlılığın getirisi olan tecrübe mirası, en önemlisi de bu dünyada hem akıp giden ömrümüzü boşa harcamadan, yılmadan üretmek için mücadele etmemiz gerektiğini, bunu yaparken ise sevgiden, sevdiklerimizden vazgeçmenin pek de lüzumu olmadığını anlatan pek çok sayıda hikâye barındırıyor bu kitap. Önemli olan, okuduğumuz satırların ardındaki anlamı bulup çıkartmakta, balık suda yüzüyor diye bizim de boğulmamıza gerek yok, onun yerine biz de hayatta koşmalıyız demek ki desek kâfi...