Kitap adı: Nakano Eskici Dükkanı
Yazar adı: Hiromi Kawakami
Orijinal adı: Furudogu Nakano Shoten
Özgün dili: Japonca
Anadilinde 1. Baskı: 2005
Okuduğum baskı: Domingo Yayınları, 2024, 7. Basım
Çeviri: Selen Ak
Sayfa Sayısı: 224
Bir eskici dükkanında, dükkanın sahibi, kız kardeşi ve iki çalışanı arasında geçen bir hikaye, herkes kendi başına tuhaf karakterler ve bir araya geldiklerinde günlük hayatları ve iletişimleri okurken keyif almamı sağlayacak bir dilde kağıda dökülmüş.
* * * ** * ** *
Kitabın baş kahramanı olan Hitomi'nin Takeo ile inişli çıkışlı bir duygusal ilişkisi bulunmakla beraber herkesten bunu sakladıklarını sanarlar. Sanarlar diyorum çünkü bana kalırsa herkes farkında ama anlamamazlıktan geliyorlardı, bunu da yazarın okuyucu özgür bıraktığı alanlarda kendi yorumumla tamamladım, belki başka okuyucular bambaşka düşünürler.
Hitomi'nin yaşadıklarını verdiği geri dönüşleri çok mantıklı ve yerinde bulmakla beraber Takeo'nun iç dünyası ve inanılmaz yalnız oluşu da onun açısından da olayları değerlendirebilmemizi sağlıyor. Gerçek hayattan bir kesite de yapacağımız türden bir yorum oldu bu, zaten onlarla arkadaşmışız ve hatta o dükkandaymışız hissini veriyor zaten yazar. Öte yandan inişli çıkışlı ilişkileri, ikisinin ayrı ayrı yalnız hayatlarına da eşlik etmemizi sağlıyor. Ben ilk kez bir eskici dükkanında hayat nasıl olur, onu öğrendim mesela. Yalnız hikayeler geliştikçe her karakterin ki özellikle bu iki genç karakterin gelişimi ve olgunlaşmasını da okuyoruz, bu da bence kitabın en önemli başarısı, gözlerimizin önünde karakterlerin gelişimini izlemek.
Öte yandan, insan ilişkileri ilgili alınacak pek çok ders de var kitapta, sonuçta her yaştan insanın bakış açısını okuyoruz hikayenin içinde iken. Her türden ilişki çeşidini okuyup yorumlama fırsatını elde edebiliyoruz kitabı okurken. Mesela Takeo kadar içine kapanık bir insanın nasıl bir hayatı olduğunu, onu tanıdığımıza emin olmadan evvel kendisine sormalıyız bence, ya da Hitomi gibi bir kızın gereksiz yere kırılmasını önlemek için karşısındakinin çabasına bir şeyleri bırakmasını gerektiğini de anlamalıyız. Bir de, Masayo gibi bir karakter varsa hayatımızda, daha fazla öğüt almalıyız...
* * * * * * * ** **
Kitabın içindeymişiz hissini sevdim, sakin ve dingin bir okuma istediğiniz anlarda okumanızı öneririm. Akıcı bir dili de var romanın, bu sayede kolayca ilerleyip yutarcasına okuyabileceğimiz türden kitaplardan. Kısacası, güzel ve sakin birkaç saat okuma keyfi yaşamak istediğiniz bir zamanda bu kitabı okuyun derim. Eğer bu kitap ile ilgili beklentinizi bu düzeyde tutarsanız o zaman hayal kırıklığına uğramazsınız ve hikaye de beklentinizi karşılayarak memnun kalmanızı sağlar. çünkü bu kitap sade bir hikaye sunuyor okuyucuya.
Bence her kitabın sunmak istediği zenginlik bambaşka, sıcak ve samimi bir öykü sunacaktır bu kitap size. Bir genç kızın gözünden kendi küçük dünyası ve yakın çevresi ile ilişkisi, ağrılıkla da çalıştığı eskici dükkanı hayatının büyük ölçüde baskın mekanı ve biz bu dükkanda bir köşede oturup onları izliyor gibiyiz. Uçlarda süzülmeyen, tuhaf fakat gerçek üstü olmayan karakterleri ve olayları da özlüyor insan bazen, her zamanda sadece kitaplarda olabilecek olayları okumaz istemezsiniz yan hani, öyle anlarda elinize bir kahve ile bu kitabı alın derim.
Bir yerde okumuştum, kitap alışkanlığı kazanmak isteyenlerin tercih edebileceği türden bir kitap olduğunu yazıyordu, ki buna da hak verdim. Okuma tembelliğine (reading slump'tan bahsediyorum) kapıldığı anlarda da sürekli okuyucuların tercih etmesini önereceğim kitap listesinin başlarında bu kitap gelecektir.
Dahası, böyle bir kitabın yazarı olmayı dilerdim... Keyifli okumalar...
* *** * * *
Hitomi (Hitomi Suganuma) ise hikayenin baş kahramanı ve biz onun ağzından dinleriz her şeyi baştan sonra, Nakano Eskici Dükkanı'nın da iki çalışanından biri, kendi halinde sıradan bir kız olarak görünmekle beraber içinde yaşadığı iniş çıkış onunla empati kurmamı son derece kolaylaştırıyor.
Takeo (Takeo Kiryu) ise dükkanın diğer çalışanı, son derece içine kapanık ve bu kapalı kutu tarzı ile bazen Hitomi yerine okuyucu olarak ben de sinirlenirdim ona okurken, yine de anladığım noktaları var, kimsesi yok zaten, köpeği ölünce bu dükkanda işe girmiş; bu dört karakterin dükkandaki hayatı üzerine yazılan bir roman, hepsi birbirinden farklı fakat aynı zamanda hepsi son derece sıradan, ki bu sayede de çok gerçekçi bir roman; pek çoğumuz gibi, dışardan bakınca sıradan birer adam veya kadınız, halbuki hem ağzımızı hem ruhumuzu aynı anda kapatınca içimizde dolaşıp duranlar veyahut bunların dışa vurumlarının birbirimizinkilerle çarpışması tam bir empati ve çatışma şöleni, işte bu da insan ilişkisini oluşturan temel taşlardan biri oluyor sanırım, kitapta da bolca bulabiliyoruz bu olgulardan...
* * * ** * * *
Kitaptan Alıntılar:
"Yaşlanıp da yakını görememeye başladığınızda, sevgilinizin yüzüne yakın mesafeden bakmazsınız. Birbirinize odaklanabilmeniz için araya mesafe koymanız gerekir. Yüzleriniz bulanık görünmesin diye... Neyse işte, araya mesafe koymanız gerekir. Masayo bunları içeriden duyabileceğim kadar yüksek sesle söyledi." (Sayfa 121)
** * * ** * *

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder