4 Ekim 2024 Cuma

KIRMIZI BALON

Kitap adı: Kırmızı Balon

Yazar adı: Alber Lamorisse  

Orijinal adı: Le Ballon Rouge

Özgün dili: Fransızca

Anadilinde 1. Baskı: 1956 (film), 1957 (kitap)

Okuduğum baskı: Can Yayınları Çocuk Dizisi, 1985, 2. Basım 

Çeviri: Cemal Süreya

Sayfa Sayısı: 79 




































Hepimizin çocukluğunun kitabı olan Kırmızı Balon'u büyünce çok aradım ve bir süre de bulamamanın hayal kırıklığını yaşarken sahafların kıymetini anlamamı sağladı 2. elini bulmak. Çocukken pek çoğumuz gibi ben de bir köşede okumuştum bu kitabı yutarcasına sayfalarını. Hatta hiç unutmam, babaannemin evinin şirin bahçesindeki salıncakta okuyup bitirmiştim fakat sonra bu kitaba ne olduğu konusunda hiçbir fikrim olmaması bir yana, büyünce çocukluk kitaplarının arasından bu kitap neden aklıma düştü diye sorarsanız, bunu da tariflemem mümkün değil. Her neyse, yaşım ilerledikçe ve eskileri düşünme hülyaları ağır bastıkça aklımdan çıkaramadığım Kırmızı Balon'un ismini bile kapak sayfasını hayal meyal hatırladığım için getirebildim. Demem o ki, filmin karelerini kitaba bastıklarından hala bihaberdim. Ta ki günümüze uzanıp da bu kitabı tekrar edinme çabasına girene dek işin aslını bilmiyordum. Belki çoğunuz biliyordur fakat ben benim gibilerimiz vardır diye anlatayım:  



Aslında bir filmin kitaba uyarlamasıymış Kırmızı Balon. Lamorisse ise filmin yönetmeni ve senaristi. 1956 Fransa yapımı bir kısa film olarak çekilmiş 34 dakikalık bu kısa filmi bu yaşımda izleyince hem duygulandım hem de arka planda bu  kadar kısa bir konuyla bu kadar çok mana barındırması epeyce etkiledi.. Filmde çok az replik var ve çekimi eski zamanların şartlarına göre değerlendirirsek bence muazzam. Birkaç parçaya bölündüm izlerken, hem içim ısındı, eskilerin kitabının filmini keşfedip izlemekten sebep, hem baktığınız zaman çocuk kitabının filmi olduğu için çocukluğuma döndüm, hem de yetişkin gözüyle izleyince her sahnedeki olayın arkasına bir anlam, anlatılmak istenen bir fikir yükledim veya arayışına girdim. 


Araştırdığımda 1957'de ilk kez kitap olarak ilk kez basıldığını öğrendim ve tek yazar olarak Lamorisse gösterilmiş, bu da çok naif bir detay olarak edebiyat tarihine geçmiş bence. Hatta "Yılın En İyi Resimli Çocuk Kitabı" ödülünü bile almış kitap.  


Kitabı Türkçe dilinde kaleme alan Cemal Süreya olmakla birlikte Erdal Öz kaleminden de yazılmış, onu da birgün okumak isterim. Eminim ki o da müthiş bir şekilde kaleme almıştır bu filmi. İyi ki bu değerli isimler kaleme almışlar filmi çünkü anlatım tarzları ve yükledikleri duygularla daha da anlamlandı film gözümde. Sanırım özetle, okuduğum bu basımı için, yazar olarak hem Lamorisse hem de Cemal Süreya demek daha doğru olacaktır. 


Sahaflardan edindiğim baskısının ilk sayfasında bir kız çocuğu ismi ve 3/C yazıyor ki bu tatlı nüans da düşünmeye itti beni, kim bilir belki de benim ilkokulda okuduğum Kırmızı Balon kitabı da bir şekilde birilerinin elindedir şimdi.. 


Araştırdığımda 1957'de kitap olarak ilk kez basıldığını öğrendim ve tek yazar olarak Lamorisse gösterilmiş, bu da çok naif bir detay olarak edebiyat tarihine geçmiş bence. 


* * ** * * ** * * ** * ** 



Aslında film çok beğenilince yazılan bir kitap olmasına karşın filmden kısaca bahsetmenin ardından kitap üzerinde daha çok durmak istiyorum tabii ki. Her şeyden önce kitabı okuma eylemini filmi izlemeden önce gerçekleştirmenizi tavsiye ederim, alışılmışın dışında bir şekilde bu sefer film önce çekilmiş olsa bile. Bunun sebebini kitapta her film sahnesi için duygu ve düşüncelerin çocuk kitabı dilinde anlatılması olarak gösterebilirim. Cemal Süreya kaleminden okudum ben ve tahmin edebileceğiniz üzere müthiş bir şekilde yazmış öyküyü. Kitabın resimleri de filmlerdeki kareler ve hemen ardından filmi izleyince de kitaptaki yazılan bakış açısı ile her anın duygu ve düşüncesini konumlandırabildim. Bu bahsettiğim durumda, filmde çok az replik olmasının da etkisi var, tamamen sessiz sinema diyemem çünkü birkaç replik var elbet fakat çoğunlukla konuşma olmadan çekilmiş film ve böyle daha da anlamlı olmuş. 

* * * * * * * * * * * *  


Gelelim kitabın konusuna: Kırmızı Balon bir çocuk kitabı olmasına karşın, belki de Küçük Prens gibi birkaç kitap için de daha söylendiği benzerlikte bir etkiye sahip bence, yetişkin gözüyle okuyunca her satırın satır arası anlamları mevcut. Fakat çocuk akımla okuduğumda da öyle bir keyif almıştım ki kitaptan, sanırım elimde olması tüm insanların hem çocukken hem de yetişkinken en az birer kere okumasını sağlardım. Sonuç olarak aslında tam bir çocuk romanı Kırmızı Balon. Çocukluğumda okuduğum onlarca kitap arasından sadece Kırmızı Balon'un böylesine aklımda kalması ve bulmak için peşine düşmem bence bu kitabı diğerlerinden daha özel kılıyor. 


Başkahramanımız Pascal küçük bir çocuktur ve birgün başına buyruk bir balonu bağlı olduğu yerden kurtardıktan sonra balon ile kurdukları arkadaşlık anlatılır kitap boyu. Çocuk nereye  giderse balon da peşine düşer ve hatta bazen muziplik yaparak çocuk ile oyunlar oynar, kitabı baştan sona anlatmayacağım çünkü bu kısacık kitabı herkesin okumasını istiyorum fakat kısaca konusunu bu küçük çocuk ile kırmızı balonun dostluğu ve başlarından geçen maceralar olarak özetleyebilirim. Nitekim, bu dostluk o kadar güzel ele alınmış ki insan okurken , veya izlerken, sıradan görünen bir balonun akla sahip olmasına ve dostunu otobüse binince bile takip etmesine, dostu olan çocuğun sözünü dinlemesine, hayret edemiyor. 


* * * * ** * ** * * * * 


Gerçek dostluk temasının işlendiği kitapta Pascal isimli çocuğun yalnızlığı, Kırmızı Balon ile tanışınca son bulur. Kırmızı Balon'u ele geçirmek isteyen diğer çocukları düşününce kıskançlık temasının da ele alındığı söylenebilir. Ayrıca öğretmenlerin ve çocuğun annesinin balona engel olma çabası da özgürlük temasını serpiştirir bence ki Pascal kitap boyu dostu için elinden geleni yapar. Sonu ise epeyce sürprizlidir, diğer balonların devreye girdiği satırlarda pek çok metafor da, insani duyguların temsil edildiği şeklinde yorumladım ben şahsen, devreye girer. Öte yandan biraz hüzünlüdür kitap, çocuk kitabı olarak nitelendirilmesine rağmen. Fakat bence en büyük tema, çocukların büyüyünce kaybettikleri üzerinedir ya da çocukken sahip olduklarımız olarak da yorumlanabilir...


Ayrıca kitap ve haliyle film gri, siyah beyaz temalıdır yani filmin kareleri kitapta resim olarak sunuluyor fakat filmin kendisi de bu renklere hakim. Kırmızı Balon, Pascal'ın tanıştığı kızın mavi balonu ve diğer balonlar hariç demeliyim sanırım çünkü filmde canlı renklere sadece balonlar sahip. Bu siyah, beyaz i gri tema da aslında 1956 yılının Fransa'sını yansıtıyor olmalı. Bu açıdan düşününce toplumsal pek çok yaşanmışlık ve düşünse sistemi de kitapta ve filmde hakim. 


Kitabı baştan sona anlatmaktan kaçınmama rağmen mavi balonlu kızla bizim kırmızı balonlu Pascal'ın karşılaşma sahnesi üzerine birkaç kelime yazmak isterim. Kısa süreli aşk mı deriz yoksa herkesin kendi renkli balonu vardı da büyüyünce o balonu, çocukluğu ile birlikte yitirdiği diğer kavramlar ile birlikte, kaybetti mi deriz acaba? Düşündükçe o satırları bu şekilde yorumladım ve bu da doğal olarak kitabın ne çok şey anlattığının ufak bir göstergesi. 


Pascal'ın kitap boyu dostu kırmızı balon için verdiği mücadeleye tanık oluyoruz aslında. Evet, kitabın sonlarına doğru mücadele ettikleri bir çocuk çetesi olacaktır fakat daha öncesinde okul yönetimi ve kendi öz annesi de balondan onu ayırmak istemiştir. Bu sayfaları da hem özgürlük mücadelesi ile kendinden güçlü olana karşı direnme olarak yorumlayabiliriz hem de çocukların büyüdükçe dönüştükleri kişilik ve büründükleri katı kurallar üzerinden de algılayabiliriz. Yazdıkça kitaptaki her küçük olay ne çok yönlü anlamlara sahip demeden kendini alamıyor insan. Herhalde Lamorisse ile konuşup bunları ona sorabilmeyi düşlerdim. 


Kitabın sonlarında ise çocuğun ve yetişkinlerin gerçekliği arasındaki farkın kapanmadığını ve diğer balonların devreye girdiğini anlıyoruz ki bu da kitabın sonunun, hüzünlü o detaya rağmen yeni bir dünyaya yelken açmanın verdiği neşeyi barındırdığına bir işaret aslında. Lakin şu detayı da ayrıca yorumlamak gerekir; her ne kadar yetişkinler kırmızı balon ve Pascal'ın dostluğuna engel olmak istese de Kırmızı Balon'u çalmaya veya ona zarar vermeye çalışanlar yine çocuktur ki bu sayfalardan da çocuk bile olsa herkesin iyi olarak doğmadığına ve toplumsal açıdan da iyi ve kötü ayrımını yapmanın zorluğuna dikkat çekmek olasıdır. Öte yandan, zaten kitabın sonunda yaşananlar olmasa Pascal da çocukluğun getirdiklerini kaybedip diğerleri gibi bir yetişkin olurdu belki de, kim bilir... Okuyun ve izleyin...      


* * * * * * * * * * * * * 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder