27 Ağustos 2024 Salı

TERAPİ ODASI KONULARI

Kitap adı: Terapi Odası Konuları: Bir Terapistin Odasında En çok Konuşulanlar  

Yazar adı: Tülay Kök  

Orijinal adı: Terapi Odası Konuları

Ülke: Türkiye   

Özgün dili: Türkçe 

Anadilinde 1. Baskı: 2020 

Okuduğum baskı: Okuyan Us Yayınları, 6.Baskı, 2023,   

Sayfa Sayısı: 327  



Selamlar... Bugün benim için ilginç bir kitaplar geldim. bildiğiniz üzere edebiyat ve özellikle de roman konusundaki tutkum sebebiyle psikoloji kitaplarına daha mesafeliyim ve arada bir bu tarz kitaplar okuyarak tek yönlü bir okur olmamaya çalışıyorum. İşte bunlardan bir tanesi de Terapi Odası Konuları oldu. 

Öneri vasıtasıyla edindiğim bu kitabı bitirince farkındalık kazandığım pek çok nokta oldu ve sanıyorum ki kitabı elime alıp arada bir kurcalasaydım bu edinimi sağlayamazdım, dolayısıyla baştan sonra bir bütün olarak kitabı yutarcasına okumak, okuyucu olarak bizlerin büyük resmi görmemizi kolaylaştırıyor. Ayrıca hem insan ilişkileri hem de daha bireysel  hususlar üzerine farklı bölümler halinde yazılması, kitabı okuduğum süreçte okuduklarımı öğrenme ve içselleştirmemi de kolaylaştırdı.  


Kitap dört ana bölümden ve her bölümde kısa kısa birçok alt bölümden oluşuyor. Bahsi geçen dört ana bölümün başlıkları "Kişisel Konular", "Evlilik, aşk ve İlişkiler", "Çocuklar", "Kadın" olarak isimlendirilmiş. Birbirinden değerli tespitleri, uzman bir psikologun kaleminden okumak güvende hissettirdi ve anlatılanlara terapilerden ufak örnekler verilmesi de anlatım dilini daha açık bir hale getirmiş. Son derece akıcı bir üslupla yazılmış kitap, okuması kolay ve gayet keyifli. Bu yüzden, Terapi Odası konuları, bir psikolog tarafından yazılan bir kitap arayışı içinde olanlarımıza önerebileceğim bir kitap. 

Benim favorim bölümüm ise "Kişisel Konular" oldu çünkü gayet faydalı ve gerçekçi bilgiler içeriyor. Sanırım gerçekçi kelimesi çok yerinde oldu çünkü ülkede o kadar çok kişisel gelişimden anlamayıp kişisel gelişim kitabı yazan insan var ki gündelik hayatın gerçekliğinden bu kadar kopuk yorumlar ve tavsiyeler ile üst üstten konuşmaları şaşkınlık yaratıyor bende. Bu bahsettiğim türdeki kitapların piyasada bol bulunduğunu düşünürsek gerçekçi tabiri sanırım benim için Terapi Odası Konuları isimli bu kitabın kalitesini anlatmak için yeterli olacaktır. 

* * * * * * * * * * * * 

Terapi Odası Konuları ile ilgili eklemek istediğim bir başka nokta da çocuk başlıklı bölüm. Bu bölümden çok sıkılacağımdan neredeyse emindim ve hatta çocuk sahibi olmadığım için okurken gerekli özeni gösteremeyeceğimden endişeleniyordum fakat işler hiç de tahmin ettiğim gibi olmadı çünkü bu bölümü okuduğumda fark ettim ki her ne kadar ebeveynlere hitap ediyor gibi görünse de ve hatta belki de bu amaçla yazılsa da bu kısım, unuttuğum bir detay vardı, ben de bir zamanlar çocuktum ve kitap benim de çocukluğumdan kalan izler için  de bir rehberdi. Bunu fark ettiğimde kitaptan bir kez daha etkilendim. Kendime, demek ki ön yargıyı bir kenara bırakarak okumak bazen gerçekten işe yarıyormuş, sert kayaya çarptın Pınar, dediğimi hatırlıyorum. Edindiğim çıkarımları uzun uzun anlatmayacağım fakat en azından şunu paylaşabilirim ki, sanırım yaşanan her an bugünkü davranışlarımızda az ya da çok bir şekilde hakimiyet sürüyor; sırf bizim değil, ebeveynlerimizin bizim olmadığımız bir odada yaşadıkları bile, enerjinin yok olmaması prensibi ile olsa gerek, bizim yetişkinliğimizden kendimizle veya başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerimize kadar uzanıyor bu hakimiyet. 

Sanıyorum ki kitaba olan beğenim ve takdirimin yanı sıra ufak bir parantez açarak, belirtmek zorunda olduğum ufak olumsuz yorumlarım da olacak ki bunları kitap eleştirisi olarak değil kişisel bir okur yorumu olarak eklemek isterim çünkü psikoloji bilimi üzerine bir eğitimim olmadığı için, bir okur yorumundan öte bir eleştiri yapmam pek sağlıklı olmayacaktır: Kitapta ele alınan bazı gündelik meselelerde, kadın konusunun üzerinde durulurken kadının çalışma hayatındaki yerinin, kadının mental hayatı üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsedildiğini okudum ki bu satırlar gerçek dışı bir bilgi içermese bile bu yazılanların en çok Türkiye gibi 21. yüzyılda bile kadınların ayakları üzerinde durmasının hazmedilmediği bir ülkede okunacağını varsayarsak, bazı tespitlerin bu kadar filtresiz aktarılmasının doğuracağı olumsuz sonuçlar olması muhtemel. Ayrıca, kitaptaki bazı tespitler bana katı fikirler barındırıyor hissi yaşattı ve özellikle kadın ve çalışma hayatı özelinde, bazı satırlarda hala katılmadığım görüşler mevcut. Bu yüzden yüzden favori psikoloji kitabımı aramaya devam edeceğim, bulduğumda nasıl bir aydınlanma yaşayacağımı göreceğiz. 

* * * * * * * * * * * * 

Kitapla ilgili eklemek istediğim bir ayrıntı mevcut: Kitabın son iki sayfasında yazar bize madde madde bazı tavsiyelerde bulunmuş. Kitap boyu direkt tavsiyeler vermek yerine çok güzel bir üsluplar anlatmak istediklerini dile getirse de son iki sayfada direkt böyle bir tavsiye listesi olması benim çok hoşuma gitti çünkü yazan maddeler, müthiş derecede faydalı aynı zamanda da gerçek hayata dökmesi gayet mümkün fikirler barındırıyor ve bu satırların gerçekten uymam gereken tavsiyeler olduğunu fark ettim. Bazı maddeler, eksiden bilsek bile gündelik hayatta unuttuğumuz noktalara değinirken, bazı maddeler ise şimdiye kadar hiç üzerinde kafa yormadığım fakat uygularsak  hayat kalitemi anında artıracak tavsiyeler barındırıyor. Bu yüzden bu iki sayfayı hayatımın belirli evrelerinde dönüp dönüp açık okuyup kendime hatırlatmak ve gerçek hayata uyarlamak için kendimi teşvik etmek istiyorum. Demem o ki, yazar iyi ki bu kitabı yazmış. 

Umarım bu kitapla ilgili yorumlarımı okumak keyifli olmuştur. Aşağıya kitaptan alıntılamak istediğim birkaç cümle bırakıyorum, kitabı elinize almadan önce bunlara göz atmak, kitap ile ilgili merakınızı artıracak ve kafanızda bir takım düşünceler şekillendirecektir çünkü bence nokta atışı cümleleri seçip sıraladım sizlere. 

Son olarak, "Terapi Odası Konuları"nın herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir kitap olduğunu söyleyebilirim ve hatta arkadaşlarıma şimdiden önermeye başladım. Okuyucuya baştan öngöremediğimiz katkıları olacağını düşünüyorum. Ayrıca altını çizmek isterim ki, muazzam akıcı ve kolay okunabilir bir yazım dili olduğu için, bir katkı arayışı gözetmeksizin, sırf okuma keyfi için bile okunabilir. İyi okumalar...      


* * * * * * * * * * * * 


Kitaptan Alıntılar:  


"Ortada bir zalim ve bir de kurban varsa, kurban olan taraf hayat karşısında giderek daha edilgen bir hale gelir." (Sayfa 27) 


"Sürekli iyi hissedemeyiz, her gece deliksiz uyuyamayız, her gün sohbet edecek birilerini bulamayız. Kendimizi yalnız hissedebiliriz, canımız çok sıkılabilir." (Sayfa 29) 


"Gerçek acı seyirci istemez, vitrinde yaşanmaz, öyle içten ve derindir ki kimse sizin ne yaşadığınızı bilmez. Çoğu zaman yaşamla uyumu bozmaz, sizi içeriden güçlendirirken seyredenler ne yaşadığınızı anlamaz." (Sayfa 46) 


"İyi hissetmek, iyi hissetmeye alışkın olmayanlar için korkutucu olabilir." (Sayfa 49) 


"Hayatınızdaki insanların duygularını yok saydığınızda, onlar da kendilerini yok sayılmış hissederler." (Sayfa 53) 


"İnsanın birincil doğası çevresindeki insanlardır." (Sayfa 69) 


" 'Keşke yirmi beş yaşındayken böyle bir zevk olduğunu bilseydim. O zaman her şey başka türlü olabilirdi, hayatım çok başka olurdu' diyen babam bir şeye tutkuyla bağlı olmanın değerini anlamıştı. Şimdi altmış üç yaşında bana bunları anlatırken "Sen sen ol kızım, mutlaka kendin için yaptığın bir şey bul' tavsiyesinde bulunuyordu." (Sayfa 113) 


"Çok yaygın bir bilgiye göre iletişimde kelimelerin gücü yüzde on, ses tonunun gücü yüzde otuz ve beden dilinin gücü yüzde altmış oranında etkilidir." (Sayfa 128) 


"Hayatla baş etme gücünü belirleyen şey takvim yaşı değildir ama anne babaların beklentileri takvim yaşıyla beraber büyür." (Sayfa 236) 


"Maddi özgürlük, ekonomik olarak ayaklarının üzerinde durabilmek, kimseye muhtaç olmamak ne kadar önemliyse, duygusal olarak da hiç kimseye muhtaç olmamak, bağımlı ilişkiler geliştirmemek bir o kadar önemlidir. Kadınların ekonomik özgürlüğü kadar duygusal özgürlüğü de geliştirilmelidir ve bu konuda en büyük görev kız çocuğu büyüten anne babalara düşmektedir." (Sayfa 250) 


"Bir ortamda belirleyici olan kadının duygularıdır. evdeki enerjiyi, duygusal durumu kadının ruh halleri belirler. Ev halkı kadının enerjisinin üstüne çıkamaz." (Sayfa 302) 


"Sevdiklerimiz bizim bahçemizle değil, bahçemizde ürettiklerimizle ilgilenirler. Sevilmek için topraklarımızı verdiğimizde üretim yapamayız, ne kendimizi ne de sevdiklerimizi besleyebiliriz." (Sayfa 311) 

    

* * * * * * * * * * * * * 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder