14 Nisan 2024 Pazar

PİNOKYO

Kitap adı: Pinokyo 

Yazar adı: Carlo Collodi 

Orijinal adı: Le avventure di Pinocchio

Özgün dili: İtalyanca

Anadilinde 1. Baskı: 1883 

Okuduğum baskı: Ötüken Yayınları, 2021, 2. Baskı 

Çeviri: Dost Körpe (İngilizceden)  

Sayfa Sayısı: 139  



Çocuk klasikleri oldum olası ilgimi çekmiştir çünkü masal veya çizgi film olarak tanıştığımız efsanelerin dünya klasikleri serilerinde yayınlanan romanlar oluşu onların en gerçek halini anlamak ve tanımak için okumak gerekliliğine işaret ediyor. Alice Harikalar Diyarı'nda, Oz Büyücüsü ve daha niceleri gibi Pinokyo'un da gerçek hikayesini okumak aklımdaydı ve her seferinde ertelemiştim çünkü nasılsa Pinokyo'yu çizgi filmlerden biliyoruz ki Geppetto ustanın yaptığı Pinokyo isimli kukla yalan söyleyince burnu uzayan bir çocuktur ve çizgi filmin sonunda gerçek bir çocuğa dönüşür fakat kitabı okuyunca gördüm ki işler hiç de bildiğimiz gibi değilmiş. Evet, yalan söyleyince Pinokyo'nun burnu uzuyor fakat bu detay kitapta o kadar az yer alan bir durum ki meğer ana fikri kaçırıyormuşuz. Bunu fark edince epey şaşırmıştım. 



Ayrıca çocuk kitabı olarak bildiğimiz öykülerin büyüyünce okunduğunda Küçük Prens vari etkilerinin olduğuna ve büyüyünce anlayacağımız özler barındırdığına inanan bir okuyucu olarak, çocukken duyduğumuz veya izlediklerimizi eğer imkanımız varsa büyüyünce esas kitabından okumanın bakış açımızı değiştireceğini düşünüyorum. Mesela Pinokyo'nun başına gelenler, çocuk masalı dilinde anlatılsa da, bir çocuğun korkacağı detaylar barındırıyor. Ayrıca kitap boyu çocukların söz dinlemeyince başlarının derde gireceği o kadar çok empoze edilmiş ki yaramazlık yapmasına mani olmak için çocukları bu kadar korkutmak ve itaatkarlığın her kapıyı açtığına ve huzurlu bir hayat için tek kurtuluş olduğuna bu kadar işaret etmek gerçekten olumlu sonuçlar doğurur mu yoksa girişken ruhları zedeler mi, bir düşünmek gerekir. Öte yandan masal bu ya, her yaramazlıktan bir şekilde kurtulur Pinokyo, ki buna da az önceki cümlemin tam tersi bir düşünce ile yaklaşarak bu kez şöyle bir yorumda bulunacağım; gerçek hayatta başımıza gelenlerden fiziksel ve ruhsal anlamda kalıcı hasarlar almadan her zaman kurtulmak mümkün gibi gösterilince bu kez çocukların gerektiğinde geri adım atması da empoze edilmemiş olmaz mı? 


Gelgelelim tüm bu eleştirel dilime şu şekilde de yorum getirebiliriz. Tüm bu yazdıklarımın bir cevabı olabilir fakat bu tarz detayları kitabı okumadan fark edemezdik çünkü küçükken sadece yalan söyleyince burnu uzayan bir kukladan ibaret sanıyorduk bu masalı. Kısacası, okuyun arkadaşlar. Büyüyünce, yetişkin olunca hele, daha çok okuyun, çocukken duyduklarımızı veya izlediklerimizi. Bu noktada Pinokyo tavsiye edebileceğim bir çocuk klasiği olacak çünkü okuması bir hayli keyifliydi. Okumak gerek ya hani, her şeyi okuyun, dünya klasiklerini de, çizgi romanları da, çağdaş Türk edebiyatını da, şiirleri de, kısa hikayeleri de, denemeleri de, kısacası her şeyden okumak gerek, bu öğüt benim kulağıma küpedir, o halde çocuk klasiklerini de okuyun, çocuk kitabı deyip geçmeyin ki yukarıda yazdığımdan çok daha fazla konuyu ele alma şansımız olsun. Veyahut, her şeyi bir kenara bırakıp küçük yaşların masallarının kitabını okuyarak ruhumuzu dinlendirmek de keyifli bir okuma saati sunacaktır.  


* * * * * * * * * * * * 


Pinokyo'yu biraz özetlemek gerekirse.... (Spoiler içerir.) : 


Geppetto Usta, Kiraz Usta'nın armağan ettiği tahta parçasından bir kukla yapar ve ona babalık etmeye başlar. Pinokyo isimli bu tahta kukla çok afacan ve yaramaz bir çocuktur. Sürekli başını derde sokar ve büyüklerinin sözünü pek de dinlediği söylenemez. Pinokyo'nu yaramazlık yaptığı serüvenlerde konuşan cırcırböceği Pinokyo'ya hep doğru yolu gösterir fakat verilen öğütlere kulak asmayan Pinokyo, söz dinlemeyen çocukların başına neler geleceğinin bir örneği olur her macerada. Zaten kitabın ana fikirlerinden biri de budur. Ayrıca çoğu fablda olduğu gibi hikaye boyunca pek çok hayvan ile iletişime geçecek, pek çok olayın sonunda da Pinokyo'yu bir peri kurtaracaktır. 


Pinokyo yemek, içmek, eğlenmek ve uyumaktan başka bir şey yapmak istemez fakat Geppetto Usta haliyle Pinokyo'yu okula göndermek ister çünkü yaramazlıklarına kızsa bile onu gerçek babası gibi sever. 


Pinokyo okula gidebilsin diye Geppetto Usta paltosunu bile satmıştır fakat okula gitmek yerine kukla gösterisine gider Pinokyo. Sonrasında ise oranın müdürünün kendisine verdiği beş altını ele geçirmek isteyen Tilki ile Kedi'nin oyunlarına kanar. Mavi Peri Pinokyo'yu kurtarmak için her seferinde müdahale etse de konuşan cırcırböceği de doğru yolu öğütlese de P,inokyo kötü insanların oyunlarına gelerek türlü türlü olayın içinde bulur kendini. 


Söylediği yalanlarla burnu uzar Pinokyo'nun ve kapılardan geçemez olur ki bunun üzerine elindeki altınları kendisini yalanlarla kandıran Tilki ile Kedi'ye verir. Hapse bile girer Pinokyo, kandırılan kendisi olmasına rağmen. 


Bütün bunlar olurken babası yani Geppetto Usta Pinokyo'yu arar ve sandalla açılıp ararken bir köpekbalığı tarafından yutulur. İki yıla yakın Geppetto Usta buraya hapsolacaktır fakat masal bu ya, köpekbalığının yuttukları ile karnını doyurarak, köpekbalığının içinde hayatta kalır Geppetto Usta.


Bu sırada atılamaya devam ettiği pekçok macerada her seferinde yanlış tercihler yapan Pinokyo şaşırtıcı derecede bir macerada iyi kalpli çocuk gibi davranır ve yardım ettiği kişi farkında olmadan mavi peri çıkar. Böylece peri Pinokyo'yu gözetmeye devam eder. Okula gitmesi gerektiği halde yine yabancıların sözlerine kanarak yeni bir maceraya atılır Pinokyo. Bu kez kendisi yaşlarında bir çocuğun (Romeo, lakabı Fitil) okulsuz ve çalışmanın olmadığı bir diyara onları götürecek birinden bahseder ve Pinokyo da okula gitmek yerine buraya gitmeyi tercih eder. Zaten Pinokyo baştasn beri hep çalışmaktan ve okuldan kaçmak istemiştir. Bu bahsi geçen yere onları götüren kötü kalpli adamın niyeti ise sonradan ortaya çıkacaktır. 


Okulsuz ve sadece eğlenmekle günlerin geçtiği bu diyarda beş ay kadar kalan Pinokyo bir gün eşeğe dönüşür, arkadaşı Fitil de öyle. Kitapta bu detay, okula gitmeyen ve tembellik yapan çocukların sonunun eşek olmak olduğu şeklinde geçer. Birçok çocuğu kandırıp bu diyara götüren kötü kalpli adam, Pinokyo eşeğe dönüşünce onu bir sirke satar. Devamında sirkte çalışan Pinokyo  çalışamayacak bir duruma gelince derisinden davul yapmak isteyen biri tarafından satın alınır ve ölmesi için denize atılır. Buraları da çocuk masalı biraz korkutucu geldi bana ama neyse devam edelim. Masal bu ya, denize atılınca Pinokyo tekrar tahta bir kuklaya dönüşür. 


Tam tekrar kuklaya dönüştüğüne sevinecekken bir balina tarafından yutulan Pinokyo, iki yıldır balinanın içinde hapsolan babası Geppetto Usta ile karşılaşır. Babasını ve kendisini oradan kurtarmayı başarır Pinokyo ve devamında iyi bir çocuk olarak çok çalışır ve babasına bakar. Babasına bakıp iyi bir çocuk olunca da peri tarafından affedilir ve hep hayalini kurduğu gibi bir insana dönüşür...  


* * * * * * * * * * * * * 


Kitaptan alıntılar: 


"İnsanı beyefendi yapan güzel kıyafetler değil, temiz kıyafetlerdir." (Sayfa 29)


"Sevgili çocuğum... yalanlar hemen anlaşılır, çünkü iki çeşittirler. Kısa bacaklı yalanlar ve uzun burunlu yalanlar vardır. Anlaşılan senin yalanın uzun burunlu olanlardan." (Sayfa 56) 


"Ölüleri suçlamanın ne faydası var ki?.. Ölen ölmüş; huzurlarını kaçırmamak en iyisi!.." (Sayfa 70) 


"... bir çocuk iyi kalpliyse, haylazlık etse ve kötü alışkanlıkları olsa bile ondan asla umut kesilmez. Yani doğru yola sapacağından asla umut kesilmez." (Sayfa 81) 


"Bak, sana şunu söyleyeyim ki her insan (ister zengin doğsun, ister fakir) bu dünyada bir şeyler yapmaya, çalışmaya mecburdur. Tembellerin var haline. Tembellik korkunç bir hastalıktır ve hemen, çocuklukta tedavi edilmelidir. Yoksa, yaşlandığımızda tedavisi olmaz." (Sayfa 82) 


* * * * * * * * * * * * *




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder