27 Kasım 2023 Pazartesi

OZAN BEEDLE'IN HİKAYELERİ

Kitap adı: Ozan Beedle'ın Hikayeleri 

Yazar adı: J. K. Rowling

Orijinal adı: The Tales of Beedle the Bard  

Özgün dili: İngilizce

Anadilinde 1. Baskı: 2009

Okuduğum baskı: Yapı Kredi Yayınları (YKY), 2021, 7. Baskı 

Çeviri: Sevin Okyay & Kutlukhan Kutlu  

Sayfa Sayısı: 131 


 


Büyücü çocukların masallarından oluşuyor kitap, HarryPotter evreninde demek ki çocuklara geceleri uyumadan önce bunlar okunurdu. Ben masallarla uyutulmadığım için pek özenirim büyücü çocukların sahip olduğu bu geleneğe. Ayrıca eğer Harry Potter evrenini seviyorsanız bu kitap çok dinlendirici olacaktır. Ayrıca kitabın başında çeviren kişi olarak Hermione Granger yazıyor ve her hikaye sonunda Albus Dumbledore'un notları yer alıyor ki bu iki detay da bu büyülü dünyanın içinde keyifle masal okumak için satırların içine keyifle dalmamızı sağlıyor.  


Son derece güzel bir ayrıntı daha var, giriş kısmında belirtildiği üzere Ozan Beedle'ın yarattığı bu masallarda kadın kahramanlar gayet etkin ve en az erkekler kadar ön planda, maalesef biz Muggle'ların masallarından ayrılan önemli noktalardan birisi bu. 

Hem bir de çizimleri keyifli bir atmosfer yaratıyor kitaba, insan bazen hayata dair güzel dersler veren ve çocukların okuyabileceği masallarla kaplı, büyüklerin ise daha çok ihtiyacı olan çünkü unuttuğu değerleri hatırlatan, içi de hoş çizimlerle dolu bir kitap okumak istiyor. Böyle anlarında bu kitabı tavsiye ederim. İlk kitabın giriş cümlesi de "Bir zamanlar..." diye başlıyorsa hele, daha ne olsun. 

"Hem güzel, hem korkunç bir şeydir gerçek, çok özen ister." (Sayfa 7)

Kitabın içinde 5 hikaye hikaye mevcut, en sonuncuyu yani Üç Kardeşin Hikayesi'ni tabii ki Harry Potter sevenlerimiz iyi bilir ki hem Harry Potter filmlerinde hem de kitaplarında bu hikayeye yer verilmiştir fakat bu kitaptaki diğer dört hikayeyi de okumanızı isterim. 




*****

Her hikaye hakkında kısa notlar ekledim buraya fakat kitabın kendisini okumanın yerini tutmaz asla, bu yüzden okumanızı tavsiye edior ve kendi aldığım notlarla sizi başbaşa bırakıyorum: 

Büyücü ve Zıplayan Kazan: Bir zamanlar çok iyi kalpli bir büyücü varmış ve sahip olduğu kazanı ile Muggle dünyasındaki insanların dertlerine çare olurmuş fakat birgün ölmüş ve kazanı oğluna kalmış. Oğlu ise babasının isteğini yerine getirmemiş ve insanların dertlerine deva olma geleneğini sürdürmemiş. Bunun yerine yardım için gelen her muggleı geri yollamış. Zamanla kimin ne dersi varsa ve ne için kapı suratına kapandıysa kazanda o derdin emareleri belirmeye başlamış. Yüzü siğil ile kaplı olan kızı geri çevirince, kazan siğil kaplanmış, eşeğini kaybeden muggle geri çevrilince kazan eşek sesi çıkarmaya başlamış, hasta bir bebeğin tedavisini reddedince oğul, bu kez kazan bebek gibi zıplamaya başlamış, bu böylece süregelmiş. en sonunda dayanamayan büyücü oğlu herkesin derdine deva olmakta bulmuş çareyi. Bu hikayeyi okumak o kadar zevkli ki sonundaki Dumbledore tarafından yazılan notları da atlamamak gerek. Sanırım dönüp dönüp tekrar okuyacağım bu hikayeyi. 

İyi Kader Çeşmesi:  İyi Kader Çeşmesi isimli çeşmeye varıp da sularında yıkananın dileği gerçekleşirmiş, iyi bir kadere sahip olurmuş fakat çeşmeye giden yol zorlu engebelerle kaplıymış. Zaten bu engebeyi aşmak için girilecek çeşmeye tek bir kişinin girmesine izin verilirmiş, o da yılda bir kez. İsimleri Asha, Altheda ve Amata olan üç cadı da dileklerini gerçekleştirmek için çeşmeye ulaşmaya çalışacaklarmış. Asha hastalığının iyileşmesini, Altheda yoksulluktan kurtulmayı, Amata ise çektiği aşk acısından kurtulmayı dileyecekmiş. Bu üç kadın bahçeye girmek için birinin seçilmesi yerine birlikte çeşmeye varıp en sonunda kimin çeşmede yıkanacağına o zaman karar vereceklermiş. Amata son anda kederli şovalyenin zırhına takılınca dördü birden bahçeye girmişler. 

Devamı spoiler içerir: 

Bahçede karşılarına çıkan engelleri atlatmaları gerekiyormuş. Çektikleri acının ispatını isteyen devasa solucan Asha'nın gözyaşları ile yollarından çekilmiş, emeklerinin meyvesini isteyen engele karşı şovalye cebindeki son parayı vermiş, geçmişin hazinesini ödemelerini isteyen engele Amata anılarını vermiş derken çeşmeye varmışlar. 

Asha acılar içinde kıvrandığı için Altheda ona bitkilerden ilaç yapmış, böylece Asha çeşmeye gerek duymadan iyileşmiş, Altheda da hastalık tedavi edebildiğini görüp para kazanabileceğini anladığı için girmemiş çeşmeye. Amata ise zaten aşk acısını az önce bıraktığı için çeşmeye gerek duymamış. Bahtsız şövalyenin çeşmeye girmesine izin vermişler. Bu hikayeden çıkarılacak derslerden biri de sanırım bazen çeşmeye ihtiyaç duymak yerine kendi derdimizin ilacı olabileceğimiz olsa gerek.  

Sihirbazın Kıllı Kalbi:  Bir zamanlar hem yakışıklı hem de zengin bir sihirbaz varmış fakat tüm gücüne rağmen aşktan korkar ve aşık olursa gücünü kaybedeceğini düşünürmüş, bu yüzden kalbini sihirle kendinden ayırıp bir kutuya hapsetmiş. Yıllar geçmiş, bu sihirbaz gücüne güç katmış. Fakat bu sefer de insanlar bu kadar servet ve güce rağmen sihirbazın yalnız olmasına acıyarak bakmışlar. Bunun üzerine sihirbaz istediği gibi bir kız bulmak arayışına girmiş. Nitekim bulmuş da fakat bu kız sihirbazdan her ne kadar etkilense de içindeki soğukluğu hissettiği için ondan geri duruyormuş. 

Devamı spoiler içerir: 

Bunun üzerine sihirbaz ona kutularda yıllardır sakladığı kalbini göstermiş, kalp kıllı ve çirkin bir hal almış, yıllarca orada tutulduğu için. Şövalye kalbini yıllar sonra tekrar olması gereken yere koymuş fakat yıllardır sürgünde olan kalp vahşileştiği için bu genç sihirbazın kızın kalbini söküp atmasına neden olmuş. sihirbaz bunun üzerine kalbini de yerinden çıkaramayınca kendi kalbini sökmek isterken ölmüş. Hem kız hem sihirbaz adam öldüğüne göre bu masalla ilgili en güzel çıkarımların hikayenin sonunda Profesör Dumbledore'un yazdığı notlar olduğu söyleyebiliriz. 

"Biraz eskimiş olsa da, 'kıllı bir kalbi olmak' deyimi soğuk ya da hissiz bir cadı ya da büyücüyü tanımlamada, büyücüler dünyasının konuşma diline geçmiştir." (Sayfa 73) 

Babbitty Rabbitty ve Kıkırdayan Kütüğü:   Üç Kardeşin Hikayesi'nden sonra en sevdiğim hikaye bu oldu. Uzak bir diyarda, sihirli güçlere erişmeye çalışan ve diğer büyücüleri avlamak isteyen bir kral varmış, bir gün sihir hocası duyurusunda bulunmuş. Uyanık bir adam da kendisini büyücü olarak tanıtıp kraldan çokça altın satın alarak zengin olmuş, kralın da eline bir tahta parçasını asa diye vermiş ki inansın. Gel zaman git zaman, bu uyanık adam kralı kandıra kandıra zenginliğini artırmış, derken bir gün kral artık büyü yapmasının zamanının geldiğini söyleyerek herkesi toplamış ve uyanık adama da büyüleri herkesin önünce gerçekten yapamazsa onun peşine düşeceğini söylemiş. Bunun üzerine uyanık adam karar kara düşünmüş ve tesadüfen çamaşırcı kadının bir büyücü olduğunu görmüş. Çamaşırcı kadın bilge bir insanmış. Büyücü olduğu anlaşılır diye uyanık adamın tehdidini kabul etmiş ve gösteri günü kralın büyülerini gizlice kendisi yapacakmış. 

Devamı spoiler içerir:  

Kral ne büyü dediyse kendi yaptığını sanmış fakat arkadan gizlice çamaşırcı kadın yapmış. Fakat en sonunda ölü birini diriltmeye kalktığında tabii ki çamaşırcı kadın da büyüyü yapamamış. bunun üzerine uyanık adam yakayı ele vermemek için çamaşırcı kadının saklandığı yeri krala göstererek onun büyüyü bozduğunu söylemiş ki böylece çamaşırcı kadının peşine düşmüş herkes. Çamaşırcı kadın kaçarken bir ağacın altına gelince gözden kaybolmuş. Herke sonun kendini bir ağaca çevirdiğini söyleyince ağaç kesilmiş ve ağaçtan kesilen bir kütükten çamaşırcı kadının sesi gelmiş. söylediği cümleler kralı bir  hayli korkutmuş ve bunun üzerine tüm büyücü ve cadıları rahat bırakmış. Çamaşırcı kadın ise kendini aslında tavşana çevirmiş ve oradan uzaklaşmış. Bu hikayeden almamız gereken bazı dersler ve büyücü dünyasına dair öğrenmemiz gereken birkaç detay bulunmakta ki bunları da Albus Dumbledore'un notlarını okuyunca açıklığa kavuşacaktır, bu yüzden bu kısmı her okuyucunun kendisine bırakıyorum. 
 
Üç Kardeşin Hikayesi:    Bu hikayeye esas hikaye demek çok da yanlış olmaz sanırım çünkü hepimiz bu hikayeyi Harry Potter kitaplarından biliyoruz. Orada anlatıldığından daha güzeldi hikayenin kendisini okumak. Seyahat eden üç erkek kardeş ölümle karşılaşır ve onlara birer ödül hakkı vermiş. En büyükleri her düelloyu kazanacak bir asa, ortancaları ölüyü dirilten bir diriltme taşı, en küçükleri de ölümden saklanabileceği bir görünmezlik pelerini ister. Üçüne de istekleri verilir. 

Devamı spoiler içerir:  

En büyük kardeşin sahip olduğu asa Harry Potter evreninde bildiğimiz mürver asaymış ve gerçekten de yenilmezmiş fakat birgün bu asayı bir hırsız çalmış ve ölüm de büyük kardeşi kolayca almış. Ortanca kardeş ise kaybettiği sevdiğini diriltme taşı ile geri getirmiş fakat büyücüler aleminde bile ölen birini tam olarak hayata geri döndürmek imkansız olduğu için kızın silüeti dönmüş olsa da soğukmuş ve acı çekiyormuş çünkü oraya ait değilmiş. bu soğukluk karşısında dayanamayan ortanca kardeş ona kavuşmak için kendini öldürmüş. En küçük kardeşi ise yıllarca ölüm bulamamış ve çok yaşlanınca bu küçük kardeş pelerini çıkarıp oğluna vermiş ve ölüm ile dostça gitmişler bu hayattan. 

Bu hikayeden tıpkı diğerleri gibi çıkarılacak pek çok ders var ve yine Albus Dumbledore'un notları çok düşündürmeden bu dersleri çıkarmamız için büyük yardımcı. Özellikle de bu üç kardeşin seçimleri ve sonuçları hakkında epeyce kafa yormak gerekiyor ki günün sonunda kendi hayatımızda ihtirasa kapılmadan doğru seçimleri yapalım.  Zaten çocuklara anlatılan hikayeler de büyüyünce hayatta doğru seçimleri yapabilelim diye okunmaz mı? 



******
                                                                                                                                                                                                                                   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder