Kitap adı: Duygusal Çeviklik
Yazar adı: Dr. Susan David
Orijinal adı: Emotional Agility
Özgün dili: İngilizce
Anadilinde 1. Baskı: 2016
Okuduğum baskı: Pegasus Yayınları, 2021, 2. Basım
Çeviri: Zeliha Babayiğit
Sayfa Sayısı: 293
* * * * *
Şaşıracaksınız çünkü bir kişisel gelişim kitabı ile geldim ki bu blog kişisel gelişim kitaplarını nadiren görür. Bu sebeple diğer kişisel gelişim kitapları ile karşılaştırmaktan kaçınsam da birkaç kelam etmek isterim kitabın içeriği hakkında. Şöyle ki, Harvardlı bir psikolog tarafından kaleme alınmış ve iç dünyamızı dengelememize yardımcı olacak bilgi ve tecrübeyi akıcı ve sade bir dilde toparlayan bir kitap var elimde.
Ben ne kadar sözünü dinleyeceğim yazarın? Orası bir muamma, bekleyip göreceğiz, neticede yazarın da dediği gibi, artık genç olmayana kadar genciz... Küçük bir not, bu kitabı özellikle kendinize acımasız davranmayı durduramadığınızda okumanızı öneririm.
Duygusal zeka üzerine odaklandığı çıkarımını yaptığım Duygusal Çeviklik, özünde benim en zayıf olduğum hususları ele alan başarılı bir psikoloji kitabı olmuş, verdiği tavsiyelere uymakta bir hayli zorluk çekeceğim kadar gerçek yorumlarla donatılmış ve kısa kısa gerçek hikayelerle konular arası örnekler bezenmiş, muazzam bir kişisel gelişim kitabı diyebilirim. Lakin kişisel gelişim kitaplarına olan mesafemin nam yapmasıyla ünlü bir okuyucu olduğum için okuması benim için epey güç oldu, yine de bu siz değerli okuyucuları yanıltmasın, kişisel gelişim ve psikoloji konusunda okumayı seviyorsanız veyahut benim gibi çıkmazda iken gelen bir akla kucak açma eğiliminde olduğunuz bir kapı aralığında nöbet halinde iseniz, bu kitap muntazam bir seçim olacaktır kanaatindeyim. Okumak lazım, sonuçta yazarın da dediği gibi ayrılık vakti gelene kadar birlikteyiz, bu süreçte duygusal çevikliğe ihtiyaç duyduğumuz dönemeçler muhakkak olacaktır, bir iki satır tavsiyenin zararı olmayacaktır, eminim ki. Kalın sağlıcakla.
* * * *
Psikolog bir yazardan çıkmasına rağmen bu bilimle haşır neşir olmayan bir okuyucunun da pekala özümseyebileceği derinlikte aksettirilmiş bağlam. bu sebeple okuyucu kitlesi geniş bir çerçeveyi kaplıyor bence.
Aslında korkmamayı değil de onunla yola devam etmeyi öğütlüyor. Bu da duygularla başa çıkmayı değil onları cebime koyup devam etmenin bir yolunu bulmam gerektiği kanısına varmama neden oldu. Siz ne dersiniz? Kitabı okuyup öyle karar verin derim.
Kitabın pek çok bölümü var, birbirinden bağımsız somu durumlara açılan, çocuk yetiştirme iş hayatı , araya mesafe koymak, amaçlarımız doğrultusunda ilerlemek gibi pek çok farklı konu üzerinden aktarmış yazar bize birikimlerini ki bu açıdan kaliteli bir derleme etkisi veriyor kitap. Kısacası kişisel gelişim kitapları ile olan mesafeme karşın bir kişisel gelişim kitabı okumak durumunda olsam gider bunu seçerdim.
Kitabın gidişatı ve akışı güzel bir yöne eğilmekle beraber, duygularımızın üstesinden gelmeyi değil onları kabullenmeyi daha uygun bir seçenek olarak gösteriyor kitap benim nezdimde, bu sebeple her satırında değil fakat bazı sayfalarda kendinize yazılmış hissiyatı uyandıracak cümleler keşfetmeniz pek olası. Okuyun, her şeyi okuyun mümkün mertebe ve kalın sağlıcakla...
* * * * * * * * *
Kitaptan Alıntılar:
"Altımızdaki zemin sürekli değişirken yüzüstü düşmemek için atik olmamız şart." (Sayfa 16)
"Duygusal çeviklik, amaçlarınız ve değerlerinize uygun bir şekilde yaşamanız için davranışlarınızı sürdürerek veya değiştirerek anın içinde olmanıza izin veren bir süreçtir." (Sayfa 19)
"Değerlerinize uygun ve bilinçli bir şekilde ince ayar çekmek, hayatınızda çok büyük değişiklikler yaratabilir." (Sayfa 21)
"Nietzshe'nin söylediği gibi, kabaca çevirmek gerekirse: 'Bir espri, bir duygunun mezar taşı yazısıdır." (Sayfa 50)
* * * *
"Platon iki bin beş yüzyıl önce bu içsel çatışmayı iki farklı at tarafından çekilen bir araba metaforuyla ifade etmiştir. Atlardan biri içimizdeki istekleri ve özlemleri ifade eden tutku, diğeri mantıklı ve ahlaki yanımız olan akıldır. Başka bir deyişle Platon bizim sürekli olarak yapmak istediklerimiz ile yapmamızın iyi olacağı şeyler arasında iki yöne çekildiğimizi anlamıştı. Arabanın sürücüsü olarak gitmek istediğimiz yere ulaşmak için iki atı da ehlileştirip yönlendirmemiz gerektiğini görmüştü." (Sayfa 152)
"Jon aradan yıllar geçtikten sonra bile oğluna hala anı anda hem ağlamanın hem de oynamanın mümkün olduğunu hatırlattığını söyler bana. Asında bu tür öz duyarlılıklı bir 'her şeye rağmen devam edebilme' tutumu, duygusal çevikliğin özü olabilir." (Sayfa 236)
"Artık genç olmayana kadar genciz. Artık sağlıklı olmayana kadar sağlıklıyız. Artık ayrılık vakti gelene kadar sevdiklerimizle birlikteyiz." (Sayfa 241)
* * * * * * * * * * *

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder