16 Ekim 2025 Perşembe

DUYGUSAL ÇEVİKLİK: Artık genç olmayana kadar genciz.

Kitap adı: Duygusal Çeviklik    

Yazar adı: Dr. Susan David     

Orijinal adı:  Emotional Agility   

Özgün dili:  İngilizce 

Anadilinde 1. Baskı: 2016   

Okuduğum baskı: Pegasus Yayınları, 2021, 2. Basım  

Çeviri: Zeliha Babayiğit       

Sayfa Sayısı: 293 


* * * * * 


Şaşıracaksınız çünkü bir kişisel gelişim kitabı ile geldim ki bu blog kişisel gelişim kitaplarını nadiren görür. Bu sebeple diğer kişisel gelişim kitapları ile karşılaştırmaktan kaçınsam da birkaç kelam etmek isterim kitabın içeriği hakkında. Şöyle ki, Harvardlı bir psikolog tarafından kaleme alınmış ve iç dünyamızı dengelememize yardımcı olacak bilgi ve tecrübeyi akıcı ve sade bir dilde toparlayan bir kitap var elimde. 


Ben ne kadar sözünü dinleyeceğim yazarın? Orası bir muamma, bekleyip göreceğiz, neticede yazarın da dediği gibi, artık genç olmayana kadar genciz... Küçük bir not, bu kitabı özellikle kendinize acımasız davranmayı durduramadığınızda okumanızı öneririm. 


1 Ekim 2025 Çarşamba

ARADIĞIN ŞEY KÜTÜPHANEDE SAKLI: Yengeç gibi yan yürü...

Kitap adı: Aradığın Şey Kütüphanede Saklı       

Yazar adı: Michiko Aoyama    

Orijinal adı:  Osagashimono Wa Toshoshitsu Made     

Özgün dili:  Japonca  

Anadilinde 1. Baskı: 2020    

Okuduğum baskı: Domingo Yayınları, 2024, 1. Basım  

Çeviri: İrem Akçay        

Sayfa Sayısı: 224 




Aradığın şey Kütüphanede Saklı, hem iç huzur ve dinginlik veren hem de umut ile dolup hayallerimiz için ayağa kalkma cesareti aşılayan, sakin ve çok kalabalıklaşmadan karakterlerle bütünleşmemize izin veren harika bir kitap bence. 5 ayrı hikaye var içinde. Bu hikayeleri birbirinize bağlayan en önemli detay da Halk Eğitim Merkezine bağlı bir kütüphanede çalışan bir kütüphaneci. Bu hanımefendi beş ayrı hikayede de baş kahramanların gelip bir konu hakkında kitap önerisi talebinde bulunduğu ve onlarla kısa ve anlamlı sohbetler eden bir kütüphaneci. Verdiği hayat dersleri öyle her yerden veya herkesten edinebileceğimiz cinsten değil bence. Bu yüzden kitaptaki olay örgüleri çok hoşuma gitmesine karşın en dikkat vererek okuduğum satırlar kütüphaneci Sayuri Hanım ile olan kısa sohbetler, ki bu da kitapta en az kaleme alınan yerler aslında.