Kitap adı: Kızıl
Yazar adı: Stefan Zweig
Orijinal adı: Scharlach
Özgün dili: Almanca
Anadilinde 1. Baskı: 1908
Okuduğum baskı: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. Baskı, 2019,
Çeviri: Regaip Minareci
Sayfa Sayısı: 67
"Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl'da öğrenim için Viyana'ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapayalnız bulan bu "çocuksu" genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır...
1908 yılına ait bu anlatı, Zweig'ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar." (Arka Kapak Yazısı)
************
Başkahramanımız Bertold Berger, çekirdek ailesiyle yaşadığı küçük ve huzurlu dünyasından kopup Viyana'ya gelir, tıp fakültesinde okumak için. Gayet çalışkan ve kendi halinde olmasına karşın buradaki hayata ayak uydurması, tabiri caizse pişmesi zaman alacaktır. Lakin henüz farkında değildir, buraya ayak uydurmak değil, esas çözüm burada kendi yoluna yer açmaktır. Bu puslu şehir Berger'i özümsemelidir, Berger onu değil...
Biliyor musun, bazen insanlardan uzak kalmak lazım. Şu an ben bunları yazarken ruh halim tam da böyle, Berger de ancak biraz kendi kabuğuna çekilince her şey yoluna giriyor. Aslında daha doğru anlatım, bir insan sayesinde demek sanırım fakat bu karşılaşmadan gereken yararı alabilmek için kendi kabuğuna çekilmesi gerekiyordu bence.
************